Demek, sirac tabirinde, Hâlıkın azamet-i rububiyetindeki rahmetini ihtar eder; rahmetin vüs’atindeki ihsanını ifham eder; ve o ifhamda, saltanatının haşmetindeki keremini ihsas eder; ve bu ihsasta, vahdâniyeti ilâm eder ve mânen der ki: “Câmid bir sirâc-ı musahhar, hiçbir cihette ibadete lâyık olamaz.”

Hem cereyan-ı tecrî tabirinde gece gündüzün, kış ve yazın dönmelerindeki tasarrufât-ı muntazama-i acibeyi ihtar eder ve o ihtarda, rububiyetinde münferid bir Sâniin azamet-i kudretini ifham eder. Demek, şems ve kamer noktalarından beşerin zihnini gece ve gündüz, kış ve yaz sahifelerine çevirir ve o sahifelerde yazılan hâdisâtın satırlarına nazar-ı dikkati celb eder.

Evet, Kur’ân güneşten güneş için bahsetmiyor. Belki, onu ışıklandıran Zât için bahsediyor. Hem güneşin insana lüzumsuz olan mahiyetinden bahsetmiyor. Belki güneşin vazifesinden bahsediyor ki, san’at-ı Rabbâniyenin intizamına bir zemberek ve hilkat-i Rabbâniyenin nizamına bir merkez, hem Nakkâş-ı Ezelînin gece-gündüz ipleriyle dokuduğu eşyadaki san’at-ı Rabbâniyenin insicamına bir mekik vazifesini yapıyor.

Daha sair kelimât-ı Kur’âniyeyi bunlara kıyas edebilirsin. Adeta basit, melûf birer kelime iken, lâtif mânâların definelerine birer anahtar vazifesini görüyor.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Dördüncü Söz / Sonraki Risale: Yirmi Altıncı Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

azamet-i kudret : kudretin büyüklüğü
azamet-i rububiyet : Allah’ın bütün varlıkları terbiye ve idare ediciliğinin büyüklüğü
bedevî : çölde yaşayan
haşmet : görkem
hilkat-i Rabbâniye : herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın yaratıcılığı
ifham : anlatma, bildirme
ihsan : bağış, iyilik
ihsas etmek : hissettirmek
ihtar : hatırlatma
ilâm etmek : duyurmak
insicam : uyumluluk, düzgünlük
intizam : düzenlilik
kamer : ay
kelâm : kelime, söz
kelimât-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın kelimeleri
kerem : cömertlik
lâtif : güzel, hoş
münferid : tek başına
müşrik : Allah’a ortak koşan
müzeyyenat : süslü şeyler
Nakkaş-ı Ezelî : başlangıcı olmayan, ezelî nakşedici olan Allah
rahmet : şefkat, merhamet
rububiyet : Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
sair : diğer
san’at-ı Rabbâniye : herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın san’atı
Sâni : herşeyi san’atla yaratan Allah
sirac : lamba, kandil
sirâc-ı musahhar : emre boyun eğen lamba
şems : güneş
tabir : ifâde
tasarrufât-ı muntazama-i acibe : hayret verici ve düzenli işler, tasarruflar
Yükleniyor...