Yirmi Dokuzuncu Söz
Bekà-i ruh ve melâike ve haşre dairdir.
اَعوُذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ - بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
تَنَزَّلُ الْمَلٰۤئِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ 1
تَنَزَّلُ الْمَلٰۤئِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ 1
2 قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى
Şu makam, iki maksad-ı esas ile bir mukaddimeden ibarettir.
Mukaddime
MELÂİKE ve ruhaniyâtın vücudu, insan ve hayvanların vücudu kadar kat’îdir denilebilir. Evet, On Beşinci Sözün Birinci Basamağında beyan edildiği gibi, hakikat kat’iyen iktiza eder ve hikmet yakînen ister ki, zemin gibi, semâvâtın dahi sekeneleri bulunsun ve zîşuur sekeneleri olsun ve o sekeneler o semâvâta münasip bulunsun. Şeriatin lisanında, pek çok muhtelifü’l-cins olan o sekenelere “melâike ve ruhaniyat” tesmiye edilir.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Melekler ve Cebrâil o gecede Rablerinin izniyle yeryüzüne iner.” Kadir Sûresi, 97:4.
2 : “De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir.” İsra Sûresi,17:85
2 : “De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir.” İsra Sûresi,17:85
Önceki Risale: Yirmi Sekizinci Söz / Sonraki Risale: Otuzuncu Söz