عَلَيْهِ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَمْثاَلِهِ اَفْضَلُ الصَّلاَةِ وَاَجْمَلُ التَّسْلِيمَاتِ 1

Elhasıl: Kâinat sarayında hizmet eden hayvânat, kemâl-i itaatle evâmir-i tekvîniyeye imtisal edip, fıtratlarındaki gayeleri güzel bir vech ile ve Cenâb-ı Hakkın namıyla izhar ederek, hayatlarının vazifelerini bedî bir tarzla, Cenâb-ı Hakkın kuvvetiyle işlemekle ettikleri tesbihat ve ibadat, onların hedâyâ ve tahiyyâtlarıdır ki, Fâtır-ı Zülcelâl ve Vâhib-i Hayat dergâhına takdim ediyorlar.

Üçüncü kısım ameleler, nebâtat ve cemâdattır. Onların cüz-ü ihtiyarîleri olmadığı için, maaşları yoktur. Amelleri hâlisen livechillâhtır ve Cenâb-ı Hakkın iradesiyle ve ismiyle ve hesabıyla ve havl ve kuvvetiyledir.

Fakat nebâtâtın gidişatlarından hissolunuyor ki, onların vezâif-i telkih ve tevlidde ve meyvelerin terbiyesinde bir çeşit telezzüzatları var; fakat hiç teellümâta mazhar değiller. Hayvan, muhtar olduğu için, lezzetle beraber elemi de var. Cemâdat ve nebâtâtın amellerinde ihtiyar gelmediği için, eserleri de, ihtiyar sahibi olan hayvanların amellerinden daha mükemmel oluyor. İhtiyar sahibi olanların içinde, arı emsali gibi vahiy ve ilhamla tenevvür edenlerin amelleri, cüz-ü ihtiyarîsine itimad edenlerin amellerinden daha mükemmeldir.

Yeryüzünün tarlasında nebâtâtın herbir taifesi, lisan-ı hâl ve istidat diliyle Fâtır-ı Hakîmden sual ediyorlar, dua ediyorlar ki, “Yâ Rabbenâ! Bize kuvvet ver ki, yeryüzünün herbir tarafında taifemizin bayrağını dikmekle saltanat-ı rububiyetini lisanımızla ilân edelim. Ve rû-yi arz mescidinin herbir köşesinde Sana ibadet etmek için bize tevfik ver. Ve meşhergâh-ı arzın herbir tarafında Senin Esmâ-i Hüsnânın nakışlarını, Senin bedî ve antika san’atlarını kendi lisanımızla teşhir etmek için bize bir revaç ve seyahate iktidar ver” derler.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Salâvâtın en üstünü ve selâmetin en güzeli onun, âlinin ve ona benzeyenlerin üzerine olsun.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Yirmi Beşinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

amel : iş, fiil
amele : işçi
bedî : güzel, benzersiz
cemâdat : cansız varlıklar
cüz-ü ihtiyarî : çok az irade serbestliği
dergâh : makam, huzur
dua etmek : yalvarmak, yakarmak
elem : acı, üzüntü
elhasıl : özetle, sonuç olarak
emsali : benzeri
Esmâ-i Hüsnâ : Allah’ın en güzel isimleri
evâmir-i tekvîniye : yaratılışla ilgili emirler
fıtrat : yaratılış
gidişat : hal, vaziyet
hâlisen : katıksız, samimi olarak
havl : güç, kuvvet
hayvânat : hayvanlar
hedâyâ : hediyeler
ibadat : ibadetler
ihtiyar : irade, seçme gücü
iktidar : güç, kudret
imtisal etme : uyma
irade : istek, tercih, dileme
istidat : kabiliyet, yetenek
itimad etmek : güvenmek
izhar etme : gösterme
kâinat : evren, yaratılmış herşey
kemâl-i itaat : tam ve mükemmel itaat
lisan : dil
lisan-ı hâl : hal ve davranış dili
livechillâh : Allah için
mazhar : sahip olma
mescid : namaz kılınan yer
meşhergâh-ı arz : yeryüzü sergisi
muhtar : ihtiyar ve irade sahibi
nakış : işleme, dokuma
nam : ad
nebâtat : bitkiler
revaç : kıymet, değer
rû-yi arz : yeryüzü
saltanat-ı rububiyet : Allah’ın rablık saltanatı
sual etmek : istemek
tahiyyat : selamlar ve dualar
taife : topluluk
takdim etmek : sunmak
teellümât : elemler, acı çekmeler
telezzüzat : lezzet almalar
tenevvür etme : nurlanma
teşhir etmek : sergilemek
tevfik : muvaffakiyet, başarı
Vâhib-i Hayat : hayat bağışlayan Allah
vahiy/ilham : Allah tarafından varlıklara bir takım duygu ve kabiliyetlerin verilmesi
vecih : şekil, tarz
vezâif-i telkih ve tevlid : aşılama ve doğurma vazifeleri
Yâ Rabbenâ : ey Rabbimiz
Yükleniyor...