ALTINCISI

Selef-i Salihînin müctehidîn-i izâmı, asr-ı nur ve asr-ı hakikat olan asr-ı Sahâbeye yakın olduklarından, sâfi bir nur alıp hâlis bir içtihad edebilirler. Şu zamanın ehl-i içtihadı ise, o kadar perdeler arkasında ve uzak bir mesafede hakikat kitabına bakar ki, en vâzıh bir harfini de zorla görebilirler.

Eğer desen: Sahâbeler de insandırlar; hatadan, hilâftan hâli olmazlar. Halbuki, içtihadâtın ve ahkâm-ı şeriatin medarı, Sahâbelerin adaleti ve sıdkıdır ki, hattâ ümmet “Sahâbeler umumen âdildirler, doğru söylerler” 1 diye ittifak etmişler.

Elcevap: Evet, Sahâbeler ekseriyet-i mutlaka itibarıyla hakka âşık, sıdka müştak, adalete hâhişgerdirler. Çünkü yalanın ve kizbin çirkinliği, bütün çirkinliğiyle ve sıdkın ve doğruluğun güzelliği, bütün güzelliğiyle o asırda öyle bir tarzda gösterilmiş ki, ortalarındaki mesafe, Arştan ferşe kadar açılmış, esfel-i sâfilîndeki Müseylime-i Kezzâb’ın derekesinden, âlâ-yı illiyyînde olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın derece-i sıdkı kadar bir ayrılık görülmüştür.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : İbni Hibbân, es-Sahîh 10:477; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid 1:153; İbni Hacer, Fethu’l-Bârî 2:181, 6:499.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Altıncı Söz / Sonraki Risale: Yirmi Sekizinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdil : adaletli
ahkâm : hükümler, kurallar
ahkâm-ı kat’iye-i İslâmiye : İslâmın kesinleşmiş hüküm ve esasları
ahkâm-ı kudsiye : kutsal hükümler
ahkâm-ı şeriat : şeriatın hükümleri, esasları
âmi : cahil
i’câzkârâne : mu’cizeli bir şekilde
içtihad : dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma
ihtar : hatırlatma, uyarı
imtisal : uyma
iştiyak : çok kuvvetli arzu ve istek
ittifak : birleşme, birlik
kâinat : evren, yaratılmış herşey
katl : öldürme
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
lisan : dil
malûm : bilinen
meâl-i icmâli : kısa anlam
mesâil-i dakika : ince ve hassas meseleler
mukabil : karşılık
müçtehidîn-i izâm : büyük içtihad sahipleri
müfehhimâne : anlatarak
mühmel : ihmal edilmiş, terk edilmiş
müstahsen : güzel karşılanan, beğenilen
nazariyât-ı şer’iye : dinin teori düzeyinde olup kesinleşmemiş hususları
nesâyih-i hafiye : gizli nasihatler, dersler
rükün : esas, şart
sâfi : temiz, duru, katıksız
Sahâbe : Hz. Peygamber’i (a.s.m.) dünya gözüyle gören ve onun yolundan giden Müslümanlar
Selef-i Salihîn : ilk devir İslâm büyükleri
sıdk : doğruluk
suver-i Kur’âniye : Kur’ân’ın sûreleri
tabirat : tabirler, ifadeler
Yükleniyor...