اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ عَلٰى مَنْ تَمَثَّلَ فِيهِ اَنْوَارُ مَحَبَّتِكَ لِجَمَالِ صِفَاتِكَ وَاَسْمَاۤئِكَ، بِكَوْنِهِ مِرْاٰةً جَامِعَةً لِتَجَلِّيَاتِ اَسْمَاۤئِكَ الْحُسْنٰى، وَمَنْ تَمَرْكَزَ فِيهِ شُعَاعَاتُ مَحَبَّتِكَ لِصَنْعَتِكَ فِى مَصْنُوعَاتِكَ بِكَوْنِهِ اَكْمَلَ وَاَبْدَعَ مَصْنُوعَاتِكَ، وَصَيْرُورَتِهِ اَنْمُوذَجَ كَمَالاَتِ صَنْعَتِكَ، وَفِهْرِسْتَةَ مَحَاسِنِ نُقُوشِكَ. وَمَنْ تَظَاهَرَ فِيهِ لَطَاۤئِفُ مَحَبَّتِكَ وَرَغْبَتِكَ ِلاِسْتِحْسَانِ صَنْعَتِكَ بِكَوْنِهِ اَعْلٰى دَلاَّلِى مَحَاسِنِ صَنْعَتِكَ وَاَرْفَعَ الْمُسْتَحْسِنِينَ صَوْتاً فِى اِعْلاَنِ حُسْنِ نُقُوشِكَ وَاَبْدَعَهُمْ نَعْتًا لِكَمَالاَتِ صَنْعَتِكَ. وَمَنْ تَجَمَّعَ فِيهِ اَقْسَامُ مَحَبَّتِكَ وَاِسْتِحْسَانِكَ لِمَحَاسِنِ اَخْلاَقِ مَخْلُوقَاتِكَ وَلطَاۤئِفِ اَوْصَافِ مَصْنوُعَاتِكَ، بِكَوْنِهِ جَامِعًا لِمَحَاسِنِ اْلاَخْلاَقِ كَافَّةً بِاِحْسَانِكَ وَلطَاۤئِفِ اْلاَوْصَافِ قَاطِبَةً بِفَضْلِكَ. وَمَنْ صَارَ مِصْدَاقًا صَادِقًا وَمِقْياَسًا فَائِقًا لِجَمِيعِ مَنْ ذَكَرْتَ فِى فُرْقاَنِكَ اِنَّكَ تُحِبُّهُمْ مِنَ الْمُحْسِنِينَ وَالصَّابِرِينَ وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُتَّقِينَ وَالتَّوَّابِينَ وَاْلاَوَّابِينَ وَجَمِيعِ اْلاَصْناَفِ الَّذِينَ اَحْبَبْتَهُمْ وَشَرَّفْتَهُمْ بِمَحَبَّتِكَ، فِى فُرْقَانِكَ حَتَّى صَارَ اِمَامَ الْحَبِيبِينَ لَكَ، وَسَيِّدَ الْمَحْبوُبِينَ لَكَ وَرَئِيسَ اَوِدَّائِكَ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ وَاِخْوَانِهِ اَجْمَعِينَ. اٰمِينَ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. 1

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Allahım! Esmâ-i Hüsnânın tecelliyâtına câmi’ bir ayna oluşu sırrıyla, esmâ ve sıfâtının güzelliğine olan kudsî muhabbetinin envârı onda temessül eden, masnuâtının en ekmeli ve en bedîi, kemâlât-ı san’atının enmuzeci ve mehâsin-i nukuşunun fihristesi olması hasebiyle, masnuâtındaki san’atına olan kudsî muhabbetinin şuaları onda temerküz eden, mehâsin-i san’atının en âli dellâlı, nukuşunun güzelliklerini ilân edenler arasında sesçe en yüksek oluşu ve kemâlât-ı san’atının en güzel medîhelerini dile getirişi sebebiyle, san’atının istihsânına muhabbet ve rağbetinin en lâtif cilveleri onda tezahür eden, Senin ihsânın olan mehâsin-i ahlâkın kâffesini ve eser-i fazlın olan letâif-i evsâfın hepsini câmi’ olması sırrıyla, mahlûkatının güzel ahlâkına ve masnuâtının lâtif evsâfına olan muhabbet ve istihsânının aksâmı onda tecemmu eden, Furkan’ında muhsinlerden, sâbirlerden, mü’minlerden, müttakîlerden, tevvâbînden, evvâbînden ve Kendini onlara sevdirdiğin ve muhabbetinle onları şereflendirdiğin bilcümle esnâf-ı ibâdın için doğru bir mihenk ve fâik bir mikyas teşkil eden, ve öyle bir mihenk ve mikyas ki, Senin habiplerinin imamı ve Senin mahbuplarının seyyidi ve Senin dostlarının reisi olan zâta, bütün ashâbına ve ihvânına, salât ve selâm et. Âmin, rahmetinle ey Erhamürrâhimîn.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Altıncı Söz / Sonraki Risale: Yirmi Sekizinci Söz
Ekranı Genişlet
Yükleniyor...