Hem 1 فَاَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِى بِهِ فِى النَّاسِ’de tenvin, ن; ve şeddeli ن iki ن, ve بِهِ de telâffuz edilen ى sayılmak cihetiyle bin iki yüz doksan dört (1294) eder ki, velâdetinin ve hayatının birinci senesidir. Demek bu cümle ile hayat-ı maddiyesine, evvelki cümle ile de hayat-ı mâneviyesine işaret eder.

Elhasıl: Bu âyet, müteaddit ve çok tabakalarından, bir işârî tabakadan hem Risaletü’n-Nur’a, hem müellifine, hem bu on dördüncü asrın iptidasına, hem iptidasındaki Risaletü’n-Nur’un mebde’ine remzen, belki işareten, belki delâleten bakar.
• • •

2 اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا âyetinin tetimmesi

اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَاَحْيَيْناَهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِى بِهِ فِى النَّاسِ كَمَنْ مَثَلُهُ فِى الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِنْهَا 3
âyetinin kuvvetli işaretini hem teyid, hem letafetlendiren üç münasebet birden Ramazan’da kalbime geldi. Kat’î bir kanaat verdi ki, مَيِّتْ kelimesine tam münasip Said’dir. Bu âyet Risale-i Nur tercümanı olan Said’i مَيْتًا unvanıyla göstermesinin bir hikmeti budur ki:..

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “…îmân ile diriltip nûra kavuşturduğumuz ve halk içinde o nûr ile doğru yolda yürüyen kimse...” En’âm Sûresi, 6:122.
2 : “Ölü iken...” En’âm Sûresi, 6:122.
3 : “Ölü iken îmân ile diriltip nûra kavuşturduğumuz ve halk içinde o nûr ile doğru yolda yürüyen kimse, inkâr karanlıkları içinde kalıp da ondan hiçbir zaman çıkmayacak olan kimse gibi olur mu?” En’âm Sûresi, 6:122.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Sekizinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âb-ı hayat : hayat suyu
cihet : yön, taraf
delâlet : delil olma, işaret etme
elhasıl : kısaca, özetle
gaflet : umursamazlık; Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma
hayat-ı maddiye : maddî hayat
hayat-ı mâneviye : mânevî hayat
hikmet : sır, sebep, gaye
iptida : başlangıç
işârî : işaret tarzında
kat’î : kesin
letafet : hoşluk, güzellik
mebde’ : temel, başlangıç
mevt : ölüm
muvafakat-ı cifrî : cifir ilmi açısından ortaya çıkan uyum
müellif : yazar
münasebet : bağlantı, ilişki
müteaddit : çeşitli
necat bulmak : kurtuluşa ermek
remiz : ince işaret
remzen : ince işaret şeklinde
şedde : Arapça’da bir harfin üzerine konulan ve o harfi iki defa okutan işaret
telâffuz etme : söyleme, ifade etme
tenvin : Arapça gramerinde bir kelimenin sonunu nun gibi okutmak üzere konulan işaret; kelimenin sonuna iki üstün (en), iki esre (in), iki ötre (ün) gelmesi hali
tetimme : ek, tamamlayıcı not
tevafuk-u mânevî : mânevî uygunluk
teyid : destekleme, kuvvetlendirme
velâdet : doğum
Yükleniyor...