YEDİNCİ KELİME
1 وَيُمِيتُ dür. Bunun hüccetine gayet kısa bir işaret: Evet, görüyoruz ki, güz mevsiminde üç yüz bin nevi zîhayat vefat namıyla terhis edilirken, herbir nevi ve ferdin sahife-i amellerinin kutucukları ve işlediklerinin fihristeleri ve gelen baharda işleyeceklerinin listeleri ve bir cihette bir nevi ruhları olan tohumlarını onların yerlerinde Hafîz-i Zülcelâlin yed-i hikmetine emanet edildiğini ve incirin tohum ve çekirdekleri gibi zerrecik o küçücük tohumları birer ruh-u bâki gibi incir ağacının bütün kavânin-i hayatiyesini taşıyan ve bir kitap kadar kuvve-i hafızada yazı misillü ağacın tarihçe-i hayatını onda kader kalemiyle yazan, büyük bir kitap hükmüne getiren bir Hallâk-ı Hakîm, bir Hayy-ı Lâyemutu tanımayan, elbette değil ahmak bir insan ve divâne bir hayvan, belki Cehennem ateşini karıştıran bir serseri şeytandan daha bedbaht ve ebedî ölüme mahkûm olur.
Evet, bu kelimelerin hüccetlerine işaret eden küllî, ihâtalı ve hadsiz harika ve nihayetsiz harikaları, mu’cizeleri ihtiva eden bu mezkûr hakîmâne ef’âl, fâilsiz olmaları yüz derece muhal ve bâtıl olduğu gibi, kör, âciz, şuursuz, sağır, câmid, karma karışık, intizamsız, karışık, istilâcı olan esbaba isnad etmek bin derece mümteni, esassızdır. Yoksa, toprağın herbir zerresinde hadsiz bir kudret, bir hikmet ve bütün otlar ve çiçeklerin teşkilatına dair pek harika ve küllî bir sanatkârlık bulunmak, havanın herbir zerresinde—Rehberdeki Hüve Nüktesinin dediği gibi—bütün konuşmaları ve telefon ve radyoların kelimelerini bilecek ve sair zerrelere ders verecek bir kàbiliyet bulunmak lâzım gelir. Bu acip fikri ise, hiçbir şeytan, hiçbir kimseye kabul ettiremez. Ve bu derece akıldan, hakikatten uzak ve bütün mevcudata karşı bir tahkir ve tecavüz olan küfür ve inkârın cezası, ancak dehşetli Cehennem olabilir ve ayn-ı adalettir. Elbette öyle münkirler için, “Yaşasın Cehennem!” dememiz lâzım.
1 وَيُمِيتُ dür. Bunun hüccetine gayet kısa bir işaret: Evet, görüyoruz ki, güz mevsiminde üç yüz bin nevi zîhayat vefat namıyla terhis edilirken, herbir nevi ve ferdin sahife-i amellerinin kutucukları ve işlediklerinin fihristeleri ve gelen baharda işleyeceklerinin listeleri ve bir cihette bir nevi ruhları olan tohumlarını onların yerlerinde Hafîz-i Zülcelâlin yed-i hikmetine emanet edildiğini ve incirin tohum ve çekirdekleri gibi zerrecik o küçücük tohumları birer ruh-u bâki gibi incir ağacının bütün kavânin-i hayatiyesini taşıyan ve bir kitap kadar kuvve-i hafızada yazı misillü ağacın tarihçe-i hayatını onda kader kalemiyle yazan, büyük bir kitap hükmüne getiren bir Hallâk-ı Hakîm, bir Hayy-ı Lâyemutu tanımayan, elbette değil ahmak bir insan ve divâne bir hayvan, belki Cehennem ateşini karıştıran bir serseri şeytandan daha bedbaht ve ebedî ölüme mahkûm olur.
Evet, bu kelimelerin hüccetlerine işaret eden küllî, ihâtalı ve hadsiz harika ve nihayetsiz harikaları, mu’cizeleri ihtiva eden bu mezkûr hakîmâne ef’âl, fâilsiz olmaları yüz derece muhal ve bâtıl olduğu gibi, kör, âciz, şuursuz, sağır, câmid, karma karışık, intizamsız, karışık, istilâcı olan esbaba isnad etmek bin derece mümteni, esassızdır. Yoksa, toprağın herbir zerresinde hadsiz bir kudret, bir hikmet ve bütün otlar ve çiçeklerin teşkilatına dair pek harika ve küllî bir sanatkârlık bulunmak, havanın herbir zerresinde—Rehberdeki Hüve Nüktesinin dediği gibi—bütün konuşmaları ve telefon ve radyoların kelimelerini bilecek ve sair zerrelere ders verecek bir kàbiliyet bulunmak lâzım gelir. Bu acip fikri ise, hiçbir şeytan, hiçbir kimseye kabul ettiremez. Ve bu derece akıldan, hakikatten uzak ve bütün mevcudata karşı bir tahkir ve tecavüz olan küfür ve inkârın cezası, ancak dehşetli Cehennem olabilir ve ayn-ı adalettir. Elbette öyle münkirler için, “Yaşasın Cehennem!” dememiz lâzım.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Ölümü veren de Odur.”
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Bölümler
- El-Hüccetü'z-Zehra'nın Birinci Makamı
- Birinci Makam, Birinci Kelime
- Birinci Makam, İkinci Kelime
- Birinci Makam, Üçüncü Kelime
- Birinci Makam, Dördüncü Kelime
- Birinci Makam, Beşinci Kelime
- Birinci Makam, Altıncı Kelime
- Birinci Makam, Yedinci Kelime
- Birinci Makam, Sekizinci Kelime
- Birinci Makam, Dokuzuncu Kelime
- Birinci Makam, Onuncu Kelime
- Birinci Makam, On Birinci Kelime
- Fâtiha-i Şerifenin bir muhtasar hülâsası
- Mukaddime
- El-Hüccetü'z-Zehra'nın İkinci Makamı
- Kudrete dair Arabî fıkrası