Bir zaman, Kur’ân’ın mu’cizelerini ararken, Risale-i Nur’da, hususan İşarâtü’l-İ’câz tefsir-i Nurîde ve Rumuz-u Semaniye’de beyanları gibi, Sûre-i Fethin âhirindeki âyette dört beş mu’cize ve ihbar-ı gaybîyi, hattâ 1 اَلْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ cümlesinde bir tarihî mu’cizeyi, hattâ çok kelimelerinde müteaddit i’caz lem’alarını ve bazı harflerinde mu’cizâne nükteleri bulduğum bir zamanda, namazda Fâtihayı okurken 2 نَعْبُدُ ..نَسْتَعِينُ deki ن un bir mu’cizesini bana bildirmek için bir sual kalbime geldi:
Neden اَعْبُدُ ..اَسْتَعِينُ yani, “Ben ibadet ve istiâne ederim” denilmedi, nun-u mütekellim-i maalgayr ile, yani, “Biz sana ibadet ve istiâne ederiz” demiş?
Birden, o ن kapısıyla bir seyahat-ı hayaliye meydanı açıldı; namazdaki cemaatın azîm sırrını ve büyük menfaatini ve bu tek harf bir mu’cize olduğunu şuhud derecesinde bildim ve gördüm.
Şöyle ki: Ben, o zaman İstanbul’da Bayezid Camiinde namaz kılarken, 3 اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ dedim. Baktım, o camideki cemaat, benim gibi diyerek bu dâvâma ve 4 اِهْدِنَا daki duama tamamen iştirak edip tasdik ettikleri zamanda, bir perde daha açıldı. Gördüm ki, İstanbul’un bütün mescidleri büyük bir Bayezid hükmüne geçtiler. Aynen benim gibi اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ deyip benim dâvâlarıma ve dualarıma imza basıyorlar, âmin diyorlar. Ve bana bir nevi şefaatçi suretini almaları içinde, hayalime bir perde daha açıldı.
Neden اَعْبُدُ ..اَسْتَعِينُ yani, “Ben ibadet ve istiâne ederim” denilmedi, nun-u mütekellim-i maalgayr ile, yani, “Biz sana ibadet ve istiâne ederiz” demiş?
Birden, o ن kapısıyla bir seyahat-ı hayaliye meydanı açıldı; namazdaki cemaatın azîm sırrını ve büyük menfaatini ve bu tek harf bir mu’cize olduğunu şuhud derecesinde bildim ve gördüm.
Şöyle ki: Ben, o zaman İstanbul’da Bayezid Camiinde namaz kılarken, 3 اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ dedim. Baktım, o camideki cemaat, benim gibi diyerek bu dâvâma ve 4 اِهْدِنَا daki duama tamamen iştirak edip tasdik ettikleri zamanda, bir perde daha açıldı. Gördüm ki, İstanbul’un bütün mescidleri büyük bir Bayezid hükmüne geçtiler. Aynen benim gibi اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ deyip benim dâvâlarıma ve dualarıma imza basıyorlar, âmin diyorlar. Ve bana bir nevi şefaatçi suretini almaları içinde, hayalime bir perde daha açıldı.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Bugün senin cesedini kurtaracağız.” Yûnus Sûresi, 10:92.
2 : “(Yalnız Sana) ibadet ederiz ve (yalnız Senden) yardım isteriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.
3 : “Ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım isteriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.
4 : “Bizi (doğru yola) ilet.” Fâtiha Sûresi, 1:6.
2 : “(Yalnız Sana) ibadet ederiz ve (yalnız Senden) yardım isteriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.
3 : “Ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım isteriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.
4 : “Bizi (doğru yola) ilet.” Fâtiha Sûresi, 1:6.
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Bölümler
- El-Hüccetü'z-Zehra'nın Birinci Makamı
- Birinci Makam, Birinci Kelime
- Birinci Makam, İkinci Kelime
- Birinci Makam, Üçüncü Kelime
- Birinci Makam, Dördüncü Kelime
- Birinci Makam, Beşinci Kelime
- Birinci Makam, Altıncı Kelime
- Birinci Makam, Yedinci Kelime
- Birinci Makam, Sekizinci Kelime
- Birinci Makam, Dokuzuncu Kelime
- Birinci Makam, Onuncu Kelime
- Birinci Makam, On Birinci Kelime
- Fâtiha-i Şerifenin bir muhtasar hülâsası
- Mukaddime
- El-Hüccetü'z-Zehra'nın İkinci Makamı
- Kudrete dair Arabî fıkrası