Yedinci basamak:
وَبِسِرِّ اَنَّ الذَّرَّةَ وَالْجُزْءَ وَالْجُزْئِىَّ وَالنُّوَاةَ وَاْلاِنْسَانَ لَيْسَتْ بِأَقَلَّ صَنْعَةً وَجَزَالَةً مِنَ النَّجْمِ وََالْكُلِّ وَالْكُلِّيِّ وَالشَّجَرِ وَالْعَالَمِ

Bir ihtar: Bu dokuz basamakların hakikatlerinin esası ve madeni ve güneşi Sûre-i İhlâs’tan 1 قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ - اَللّٰهُ الصَّمَدٌ âyetleridir. Sırr-ı ehadiyet ve samediyet cilvesinden gelen lem’alara kısa işaretlerdir. Bu yedincinin meâline bir iki nükte ile gayet muhtasar bakıp tafsilini Risale-i Nur’a havale ederiz.

Yani, göz ve beyindeki acip vazifeleri gören bir zerre, bir yıldızdan; ve bir cüz, küll mecmuundan; meselâ dimağ ve göz, insanın tamamından; ve cüz’î bir fert, hüsn-ü sanatça ve garabet-i hilkatça umum bir neviden; ve bir insan, acip cihazlarıyla küllî cins hayvandan; ve bir fihriste ve program ve kuvve-i hafıza hükmünde olan bir çekirdek, mükemmel masnuiyeti ve mahzeniyetçe koca ağacından; ve bir küçük kâinat olan bir insan, kemâl-i hilkati ve cemiyetli harika cihazlarının binler acip vazifeleri görecek bir tarzda mahlûkiyeti kâinattan aşağı değiller.

Demek zerreyi icad eden, yıldızın icadından âciz kalamaz. Ve lisan gibi bir uzvu halk eden, elbette insanı kolayca halk eder. Ve birtek insanı böyle mükemmel yaratan, herhalde bütün hayvanatı kemâl-i suhuletle yaratabilecek ve gözümüz önünde yaratıyor. Ve çekirdeği bir liste, bir fihriste, bir defter-i kavânin-i emriye, bir ukde-i hayatiye mahiyetinde yaratan, elbette bütün ağaçların Hâlıkı olabilir. Ve âlemin bir nevi mânevî çekirdeği ve cemiyetli meyvesi olan insanı halk edip bütün esmâ-i İlâhiyeye mazhar ve âyine ve bütün kâinatla alâkadar ve zeminin halifesi yapan Zâtın, elbette ve elbette öyle bir kudreti var ki, koca kâinatı, insan icadının kolaylığı ve suhuleti derecesinde halk edip tanzim eder. Öyle ise, zerrenin ve cüz ve cüz’î ve çekirdek ve bir insanın Hâlıkı, Sânii, Rabbi kim ise, elbette, bedahetle yıldızların ve nevilerin ve küll ve külliyatların ve ağaçların ve bütün kâinatın Hâlıkı, Sânii, Rabbi aynen Odur. Başka olması muhal ve mümtenidir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “De ki: O Allah birdir. O Allah’tır, Sameddir; herşey Ona muhtaç olduğu halde O hiçbir şeye muhtaç değildir.” İhlâs Suresi, 112:1-2.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : acaip, tuhaf
âciz : zayıf, güçsüz
alâkadar : alâkalı, ilgili
âlem : dünya, evren
âyet : Kur’ân’ın her bir cümlesi
cemiyetli : kapsamlı
cilve : görüntü, yansıma
cüz : kısım, parça
cüz’î : ferd
defter-i kavânîn-i emriye : emir kanunları defteri, talimatname
dimağ : beyin
esmâ-i İlâhiye : Cenab-ı Allah’ın isimleri
fert : birey, kişi
fihriste : içerik, liste, program
garâib-i hilkat : yaratılış harikaları
hakikat : gerçek ve doğru
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
halife : yeryüzünde Allah’ın emirlerini yerine getirip Onun namına tasarrufta bulunan ve varlıklar üzerinde Onun adına egemen olan insan
halk : yaratma
hayvanat : hayvanlar
hüsn-ü san’at : san’at güzelliği, güzel san’at
icad : var etme, yaratma
ihtar : hatırlatma
kâinat : evren, bütün yaratılmışlar
kemâl-i hilkat : mükemmel yaratılış
kemâl-i suhulet : tam bir kolaylık
kudret : güç, iktidar
kuvve-i hafıza : bellek, hafıza duyusu
küll : bütün
lem’a : parıltı
lisan : dil
mahiyet : asıl, esas, öz nitelik
mahlûkiyet : yaratılmışlık
mahzeniyet : hazine değerinde oluş, kıymetlilik, stok değeri
mânevî : maddî olmayan
masnuiyet : san’atlılık, sa’at değeri olma
mazhar : erişme, nail olma
meâl : açıklama, anlam
mecmu : bütün, genel
muhtasar : kısa, özet
nevi : çeşit, tür
nükte : ince anlam
Rab : herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden ve idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
samediyet : Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Kendisine muhtaç olması
Sâni : herşeyi san’atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah
sırr-ı ehadiyet : Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesinin sırrı
suhulet : kolaylık
Sûre-i İhlâs : İhlâs Sûresi; Kur’ân-ı Kerimin 112. sûresi
tafsil : ayrıntı
tanzim : düzenleme
ukde-i hayatiye : hayat düğümü, çekirdeği
umum : bütün
uzuv : organ
zemin : yer, dünya
zerre : atom; en küçük madde parçası
Yükleniyor...