Sekizinci basamak:
وَبِسِرِّ اَنَّ الْمُحَاطَ وَالْجُزْئِيَّاتِ كَاْلاَمْثِلَةِ الْمَكْتُوبَةِ الْمُصَغَّرَةِ اَوْ كَالنُّقَطِ الْمَحْلُوبَةِ الْمُعَصَّرَةِ فَلاَبُدَّ اَنْ يَكُونَ الْمُحِيطُ وَالْكُلِّيَّاتُ فِى قَبْضَةِ خَالِقِ الْمُحَاطِ وَالْجُزْئِيَّاتِ لِيُدْرِجَ مِثَالَهَا فِيهَا بِمَوَازِينِ عِلْمِهِ اَوْ يُعَصِّرَهَا مِنْهَا بِدَسَاتِيرِ حِكْمَتِهِ

Yani, ihata edilen cüz’iyat ve küll ve külliyatın içinde bulunan fertler ve tohumlar ve çekirdeklerin, ihata eden büyük külliyata nisbetleri, güya küçücük nümune ve gayet ince yazıyla çok küçük kıtada yazılmış aynı küll ve külliyatın misalleridir. Öyle ise, ihata eden külliyat, o cüz’iyat Hâlıkının kabzasında ve tamamen tasarrufunda bulunmak lâzımdır. Tâ, ilminin mizanlarıyla ve ince kalemleriyle o büyük muhitin kitabını, o çok küçücük yüzer kıtalarda, defterlerde derc edebilsin.

Hem ihata edilen ecza ve cüz’iyatın muhit ile nisbetleri, temsilleri, güya süt gibi muhitlikten sağılmış katreler; veya biri o muhiti sıkmış, o noktalar ondan akmış. Meselâ, kavun çekirdeği, onun umum etrafından sağılmış bir katre veya o kitap tamamen içinde yazılmış bir noktadır ki, fihristesini, listesini, programını taşıyor.

Madem böyledir, elbette o cüz’iyat ve katreler ve noktalar ve fertler Sâniinin elinde, o muhit küll ve külliyat bulunmak elzemdir. Tâ hikmetinin hassas düsturlarıyla o fertleri, katreleri, noktaları ondan sağsın. Demek birtek tohumu, birtek ferdi yaratan, elbette o büyük küll ve külliyatı ve onları ihata eden ve onlardan çok büyük olan diğer külliyatları ve cinsleri yaratan yine Odur, başka olamaz. Öyle ise, birtek nefsi yaratan, bütün insanları yaratabilir. Ve birtek ölüyü dirilten, haşirde bütün cin ve ins ölülerini diriltebilir ve diriltecek.

İşte, 1 مَا خَلْقُكُمْ وَلاَبَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ âyetinin hükmü ve dâvâsı gayet kat’î ve parlak bir surette hak ve ayn-ı hakikat olduğunu gör.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir.” Lokman Sûresi, 31:28.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ayn-ı hakikat : gerçeğin ta kendisi
bedahet : açıklık
cüz’iyat : ferdler, bireyler
derc etmek : içine yerleştirmek
düstur : kural, prensip
ecza : kısımlar, bölümler
elzem : çok gerekli
fihriste : içerik, program
gayet : çok
güya : sanki
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratılması
ihata : kapsama, kuşatma
ins : insan
kabza : tutam
kat’î : kesin
katre : damla
küll : bütün
külliyat : türler
misal : örnek
mizan : ölçü, denge
muhal : imkânsız, olmayacak şey
muhit : kapsamlı, kuşatıcı
mümteni : imkânsız
nefs : can, hayat
nevi : tür, çeşit
nisbet : kıyas, oran
nümune : örnek
Rab : herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden ve idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
Sâni : herşeyi san’atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah
suret : biçim, şekil
tasarruf : dilediği gibi kullanma
temsil : analoji, kıyaslama tarzında benzetme
umum : bütün
Yükleniyor...