Mezâya-yı âliye ve fezâil-i ilmiyesiyle de din-i Muhammedînin (a.s.m.) neşrinde ve isbatında bir kemâl-i tam halinde rû-nümâ olmuş olan böyle bir zât elbette Seyyidü’l-Enbiya Hazretlerinin (a.s.m.) en yüksek iltifatına mazhar ve en âlî himaye ve himmetine nâildir. Ve şüphesiz o Nebiyy-i Akdesin (a.s.m.) emir ve fermanıyla yürüyen ve tasarrufuyla hareket eden ve onun envar ve hakaikına vâris ve mâkes olan bir zât-ı kerîmü’s-sıfattır.

Envâr-ı Muhammediyeyi (a.s.m.) ve maarif-i Ahmediyeyi (a.s.m.) ve füyuzât-ı şem’-i İlâhîyi en müşa’şa bir şekilde parlatması ve Kur’ânî ve hadîsî olan işarât-ı riyaziyenin kendisinde müntehî olması ve hitabât-ı Nebeviyeyi (a.s.m.) ifade eden âyât-ı celîlenin riyazî beyanlarının kendi üzerinde toplanması delâletleriyle o zât hizmet-i imaniye noktasında risaletin bir mir’ât-ı mücellâsı ve şecere-i risaletin bir son meyve-i münevveri ve lisan-ı risaletin irsiyet noktasında son dehan-ı hakikatı ve şem-i İlâhînin hizmet-i imaniye cihetinde bir son hâmil-i zîsaâdeti olduğuna şüphe yoktur.

Üçüncü medrese-i Yusufiyenin el-Hüccetü’z-Zehrâ ve Zühretü’n-Nur olan tek dersini dinleyen Nur şakirtleri namına:
Ahmed Feyzi, Ahmed Nazif, Salâhaddin,
Zübeyir, Ceylan, Sungur, Tabancalı
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlî : yüce, yüksek
âyât-ı celîle : yüce âyetler
beyan : açıklama
cihet : yön, taraf
dehan-ı hakikat : hakikat ve gerçekleri haykıran, konuşan ağız
delâlet : gösterme, işaret etme
din-i Muhammed : Hz. Muhammed’in dini, İslâmiyet
el-Hüccetü’z-Zehrâ : parlak ve güzel delil; On Beşinci Şuâ
envar : nurlar, aydınlıklar
envâr-ı Muhammediye : Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) saçtığı nurlar, yaydığı ışıklar
ferman : buyruk
fezâil-i ilmiye : ilmi faziletler, üstünlükler
füyuzât-ı şem’-i İlâhî : İlâhî ışığın feyizleri
hadîsî : hadise ait
hakaik : hakikatlar, gerçekler
hâmil-i zîsaadet : saadetli taşıyıcı
himaye : koruma
himmet : mânevî yardım
hitâbât-ı Nebeviye : Hz Peygamberi (a.s.m.) muhatap alan ifadeler, hitaplar
hizmet-i imâniye : iman hizmeti
iltifat : gönül okşayıcı güzel söz
irsiyet : varis olma
işarât-ı riyaziye : matematiksel işaretler
kemâl-i tam : tam bir mükemmellik, olgunluk
Kur’ânî : Kur’ân’a ait
lisan-ı risalet : peygamberlik dili
maarif-i Ahmediye : Peygamber Efendimiz’in (a.s.m.) öğrettiği ilim, irfan, eğitim ve terbiye
mâkes : yansıma yeri, ayna
mazhar : erişme, nail olma
medrese-i Yusufiye : Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer mânâsında hapishane
meyve-i münevver : nurlu meyve, netice
mezâya-yı âliye : yüce, yüksek meziyetler, üstünlükler
mir’ât-ı mücellâ : parlak ayna
müntehî bulmak : son bulup toplanmak, tamamlanmak
müşa’şa : parlak, şaşâlı, gösterişli
nâil : ulaşan, erişen
namına : adına
Nebiyy-i Akdes : kusur ve noksandan yüce, mukaddes nebî, peygamber; Hz. Muhmmed
neşr : yayma
risalet : peygamberlik
riyazî : matematiksel, matematikle ilgili
rû-nümâ : görünme, meydana çıkma
Seyyidü’l-Enbiya : Peygamberlerin Efendisi, Hz. Muhammed
şakirt : öğrenci, talebe
şecere-i risalet : peygamberlik ağacı, Hz. Âdem’den gelen peygamberlik zinciri
şem-i İlâhî : İlâhî ışık, nur
ünvan-ı celîl : yüksek, büyük unvan, lâkab
vâris : mirasçı
zât-ı kerîmü’s-sıfat : kendisine, sınırsız üstün sıfat ve meziyetler ikram edilen zât, Peygamber Efendimiz (a.s.m.)
Zühretü’n-Nur : Risale-i Nur Külliyatı’nda başta Yirmi Beşinci Lem’a olmak üzere bazı mektuplardan oluşan eser
Yükleniyor...