Hem meselâ, Sûre-i 1 طٰسۤمۤ de sekiz defa tekrar edilen şu

2 اِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ âyeti, o sûrede hikâye edilen peygamberlerin necatlarını ve kavimlerinin azaplarını, kâinatın netice-i hilkati hesabına ve rububiyet-i âmmenin nâmına o binler hakikat kuvvetinde olan âyeti tekrar ederek izzet-i Rabbâniye, o zâlim kavimlerin azabını ve rahîmiyet-i İlâhiye dahi enbiyanın necatlarını iktiza ettiğini ders vermek için binler defa tekrar olsa yine ihtiyaç ve iştiyak var ve îcazlı ve i’câzlı bir ulvî belâğattır.

Hem meselâ, Sûre-i Rahmân’da tekrar edilen 3 فَبِاَىِّ اٰلاَۤءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ âyeti ile Sûre-i Mürselât’ta 4 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ âyeti, cin ve nev-i beşerin, kâinatı kızdıran ve arz ve semâvâtı hiddete getiren ve hilkat-ı âlemin neticelerini bozan ve haşmet-i saltanat-ı İlâhiyeye karşı inkâr ve istihfafla mukabele eden küfür ve küfranlarını ve zulümlerini ve bütün mahlûkatın hukuklarına tecavüzlerini asırlara ve arz ve semâvâta tehditkârâne haykıran bu iki âyet, böyle binler hakikatlerle alâkadar ve binler mesele kuvvetinde olan bir ders-i umumîde binler defa tekrar edilse yine lüzum var ve celâlli bir i’caz ve cemâlli bir îcaz-ı belâğattır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Tâ Sîn Mîm.” Şuarâ Sûresi, 26:1.
2 : “Şüphesiz ki, kudreti herşeye galip olan ve rahmeti herşeyi kuşatan Rabbin olan Allah’tır.” Şuarâ Sûresi, 26:9.
3 : “Ey insanlar ve cinler, Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?” Rahmân Sûresi, 55:13.
4 : “Yazıklar olsun o gün yalanlayanlara!” Mürselât Sûresi, 77:15.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dokuzuncu Mesele / Sonraki Risale: On Birinci Mes'ele
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ders-i umumî : herkesi ve herşeyi içine alan ders
enbiya : peygamberler
hakikat : gerçek, doğru
hakiki : gerçek
haşmet-i saltanat-ı İlâhiye : Allah’ın saltanatının büyüklüğü ve görkemi
hilkat-i âlem : âlemin yaratılışı
hülâsa : özet
i’câz : mu’cize oluş
i’câz-ı belâğat : belâğat mu’cizeliği
îcaz : az sözle çok mânâlar anlatma
iktiza : gerektirme
inkâr : kabul etmeme
istihfaf : hafife alma
iştiyak : şiddetli arzu ve istek
izzet-i Rabbâniye : Rab olan Allah’ın izzeti, şeref ve haysiyeti
kâinat : evren, yaratılmış herşey
küfran : iyilik bilmeme, nankörlük
mahlûk : yaratık
mukabele : karşılık
münâcat : dua, yakarış
münâcât-ı peygamberî : Peygam-berimizin münâcâtı, duası
necat : kurtuluş
netice-i hilkat : yaratılış neticesi, gayesi
nev-i beşer : insanlık
nevi : tür, çeşit
rahîmiyet-i İlâhîye : Allah’ın şefkat ve merhameti
rububiyet-i âmme : umumî Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
semâvât : gökler
tehditkârane : tehdit savurarak
ulvî : yüce
Yükleniyor...