Evet, Kur’ân, o teferruat-ı şer’iye ve kavânin-i içtimaiyenin beyanı içinde birden muhatabın nazarını en yüksek ve küllî noktalara kaldırıp, sade üslûbu bir ulvî üslûba ve şeriat dersinden tevhid dersine çevirerek, Kur’ân’ı, hem bir kitab-ı şeriat ve ahkâm ve hikmet, hem bir kitab-ı akîde ve iman ve zikir ve fikir ve dua ve dâvet olduğunu gösterip, her makamda çok makàsıd-ı irşadiye-i Kur’âniyeyi ders vermesiyle Mekkiye âyetlerin tarz-ı belâğatlarından ayrı ve parlak mu’cizâne bir cezâlet izhar eder.

Bazan iki kelimede, meselâ, 1 رَبُّ الْعَالَمِينَ ve 2 رَبُّكَ'de, رَبُّكَ tabiriyle ehadiyeti ve رَبُّ الْعَالَمِينَ ile vâhidiyeti bildirir, ehadiyet içinde vâhidiyeti ifade eder.

Hattâ bir cümlede, bir zerreyi bir gözbebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği gibi, güneşi dahi aynı âyetle, aynı çekiçle göğün gözbebeğinde yerleştirir ve göğe bir göz yapar. Meselâ, 3 خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ âyetinden sonra 4 يُولِجُ الَّيْلَ فِى النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِى الَّيْلِ âyetinin akabinde
5 وَهُوَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ der. Zemin ve göklerin haşmet-i hilkatinde kalbin dahi hâtırâtını bilir idare eder der, tarzında bir beyanat cihetiyle o sade ve ümmiyet mertebesini ve avâmın fehmini nazara alan basit ve cüz’î muhavere, o tarz ile ulvî ve câzibedar ve umumî ve irşadkâr bir mükâlemeye döner.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Âlemlerin Rabbi.”
2 : “Rabbin.”
3 : “Yeri ve göğü yaratan Odur.” Hadîd Sûresi, 57:4.
4 : “O geceyi gündüze, gündüzü de geceye geçirir.” Hadîd Sûresi, 57:6.
5 : “Gönüllerde saklı olanı hakkıyla bilen de Odur.” Hadîd Sûresi, 57:6.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dokuzuncu Mesele / Sonraki Risale: On Birinci Mes'ele
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

akabinde : devamında
beyan : açıklama
beyanat : açıklamalar
cezâlet : güçlü ve düzgün ifade, güzel anlatım
dua : Allah’a yalvarma
ehadiyet : Allah’ın birliğinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi
fezleke : özet, netice
fikir : düşünce
haşmet-i hilkat : yaratılışın görkem ve heybeti
hâtırât : hatıralar
hâtime : sonuç
hikmet : ilim, yüsek bilgil; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olduğunu bildiren ilim
hülâsa : özet
izhar etmek : göstermek
kâvanin-i içtimaiye : sosyal kanunlar
kitab-ı akîde : inanç kitabı
kitab-ı şeriat ve ahkâm : kanun ve hükümler kitabı
küllî : büyük, kapsamlı
makàsıd-ı irşadiye-i Kur’âniye : Kur’ân’ın irşat yapmaktaki hedefleri
Mekkiye : Mekke’de inen
meziyet : üstün özellik
mu’cizâne : mu’cizeli bir şekilde
mu’cize-i kübrâ : çok büyük mu’cize
muannid : inatçı, inanmamakta ısrar eden
nazar : bakış, dikkat
nükte : ince ve derin mânâ
şeriat : Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler
tarz-ı belâğat : belâğat tarzı
teferruat-ı şer’iye : şeriatla ilgili ayrıntılar
tevhid : birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma
ulvî : yüce
ümmiyet : okuma yazma bilmeme
üslûp : ifade tarzı
vâhidiyet : Allah’ın bütün varlıkları kaplayan birlik tecellîsi
zemin : yer
zerre : atom
zikir : Allah’ı anma
Yükleniyor...