Hem meselâ, Asâ-yı Mûsâ gibi çok hikmetleri ve faideleri bulunan kıssa-i Mûsâ’nın (a.s.) ve sair enbiyanın kıssalarını çok tekrarında, risalet-i Ahmediyenin hakkaniyetine bütün enbiyanın nübüvvetlerini hüccet gösterip, “Onların umumunu inkâr edemeyen, bu zâtın risaletini hakikat noktasında inkâr edemez” hikmetiyle; ve herkes her vakit bütün Kur’ân’ı okumaya muktedir ve muvaffak olamadığından, herbir uzun ve mutavassıt sûreyi birer küçük Kur’ân hükmüne getirmek için, ehemmiyetli erkân-ı imaniye gibi o kıssaları tekrar etmesi, değil israf, belki mukteza-yı belâğattır ve hâdise-i Muhammediye, bütün benî Âdemin en büyük hadisesi ve kâinatın en azametli meselesi olduğunu ders vermektir.

Evet, Kur’ân’da Zât-ı Ahmediyeye en büyük makam vermek ve dört erkân-ı imaniyeyi içine almakla Lâ ilâhe illâllah rüknüne denk tutulan Muhammedun Resulullah ve risalet-i Muhammediye kâinatın en büyük hakikati ve Zât-ı Ahmediye bütün mahlûkatın en eşrefi ve hakikat-i Muhammediye tabir edilen küllî şahsiyet-i mâneviyesi ve makam-ı kudsîsi, iki cihanın en parlak bir güneşi olduğuna ve bu hârika makama liyakatine dair pekçok hüccetleri ve emareleri, kat’î bir surette Risale-in Nur’da ispat edilmiş. Binden birisi şudur ki: 1 Es-sebebu ke’l-fâil düsturuyla, bütün ümmetinin bütün zamanlarda işlediği hasenatın bir misli onun defter-i hasenatına girmesi ve bütün kâinatın hakikatlerini, getirdiği nurla nurlandırması, değil yalnız cin, ins, melek ve zîhayatı, belki kâinatı, semâvât ve arzı minnettar eylemesi ve istidat lisanıyla nebatatın duaları ve ihtiyac-ı fıtrî diliyle hayvanâtın duaları, gözümüz önünde bilfiil kabul olmasının şehadetiyle, milyonlar, belki ruhanilerle beraber milyarlar fıtrî ve reddedilmez duaları makbul olan sulehâ-yı ümmeti hergün o zâta salât ve selâm ünvanıyla rahmet duaları ve mânevî kazançlarını en evvel o zâta bağışlamaları ve bütün ümmetçe okunan Kur’ân’ın üç yüzbin hurufunun herbirisinde on sevaptan tâ yüz, tâ bin hasene ve meyve vermesinden, yalnız kıraat-i Kur’ân cihetiyle defter-i a’mâline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle, o zâtın şahsiyet-i mâneviyesi olan hakikat-i Muhammediye istikbâlde bir şecere-i tûbâ-i Cennet hükmünde olacağını Allâmü’l-Guyûb bilmiş ve görmüş, o makama göre Kur’ân’ında o azîm ehemmiyeti vermiş ve fermanında ona tebaiyeti ve sünnet-i seniyyesine ittibâ ile şefaatine mazhariyeti en ehemmiyetli bir mesele-i insaniye göstermiş ve o haşmetli şecere-i tûbânın bir çekirdeği olan şahsiyet-i beşeriyetini ve bidayetteki vaziyet-i insaniyesini ara sıra nazara almasıdır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Müslim, İmare 133; Tirmizî, İlim 14; Ebu Dâvud, Edep 115; Müsned 4:120, 5:272-274, 357.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dokuzuncu Mesele / Sonraki Risale: On Birinci Mes'ele
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

arz : yer
azametli : büyük
benî Âdem : Âdemoğulları, insanlar
bilfiil : fiilen, uygulamada
cihan : dünya
defter-i a’mâl : amellerin kaydedildiği defter
defter-i hasenat : sevapların ve iyiliklerin kaydedildiği defter
düstur : prensip, kural
emâre : belirti, işaret
enbiya : peygamberler
erkân-ı imaniye : imanın şartları
es-sebebu ke’l-fâil : sebep olan yapan gibidir
eşref : en şerefli
fıtrî : yaratılıştan gelen, doğal
hâdise-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in olayı, peygamberliği
hakikat : gerçek
hakikat-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in hakikati, mânevî şahsiyeti
hakkaniyet : doğruluk
hasenat : iyilikler, sevaplar
hasene : iyilik, sevap
hayvanât : hayvanlar
huruf : harfler
hüccet : sağlam delil
ihtiyac-ı fıtrî : yaratılıştan gelen ihtiyaç
inkâr : kabul etmeme, inanmama
istidat : kabiliyet, yetenek
kâinat : evren, yaratılmış herşey
kat’î : kesin
kıraat-i Kur’an : Kur’ân’ı okuma
küllî : büyük, kalabalık
Lâ ilâhe illâllah : Allah’tan başka ilâh yoktur
lisan : dil
liyakat : layık olma
mahlûkat : yaratıklar
makam-ı kudsî : kutsal makam, derece
Muhammedun Resulullah : Muhammed Allah’ın resulüdür
muktedir : gücü yeten, yapabilen
mukteza-yı belâğat : belâğatın gereği
mutavassıt : orta derecede
muvaffak : başarılı
nebatat : bitkiler
nübüvvet : peygamberlik
risalet : peygamberlik
risalet-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in peygamberliği
rükn : esas, şart
salât : Peygamberimiz için yapılan dua
semavat : gökler
sulehâ-yı ümmet : ümmetin salih kişileri
suret : şekil, biçim
şahsiyet-i mâneviye : mânevî şahsiyet
tabir etmek : adlandırmak
umum : bütün
Zât-ı Ahmediye : yükse velâyet sahibi olan Peygamber Efendimizin (a.s.m.) zâtı, kendisi
zîhayat : canlı
Yükleniyor...