Lügatler :
adalet-i sermediye : sonsuz, daimî adalet
Âdem :
Âdil : sonsuz adalet sahibi, herşeye hakkını veren Allah
Adl : her hak sahibine hakkını veren, sonsuz adalet sahibi olan Allah
âh : inleme
âzâ : azalar, organlar
cemâl : güzellik
daavât-ı insaniye : insanların duaları
defter-i amel : insanın iyi ve kötü işlerinin kaydedildiği defter
dehşetli : korkunç, ürküntü
dest-i gaybî : görünmeyen el
dimağ : akıl, bilinç, beyin
ezelî : başlangıcı olmayan, sonsuz
fenalık : kötülük
fıtrî : doğal, yaratılıştan gelen
gayet : son derece
hâcât : ihtiyaçlar
hâdisât : olaylar
hadsiz : sayısız, sınırsız
Hakem : her şeyi gayelerine adaletle sevk eden Allah
Hakîm : hikmet sahibi; herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah
haşir : insanların öldükten sonra âhirette diriltilerek tekrar Allah’ın huzurunda toplanması
havas : seçkinler sınıfı, bilginler
hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratma sıfatı
hikmet-i ezeliye : Allah’ın ezelî hikmeti, herşeyi yerli yerinde ve bir gaye ve faydaya yönelik yapması
hikmetsizlik : anlamsızlık, gayesizlik, faydasızlık
hilâf-ı âdet : kuraldışı olarak
hukuk-u hayat : hayat hakkı
hususan : bilhassa, özellikle
hüsn-ü san’at : san’atın güzelliği
ihsas etmek : hissettirmek
ihtiyac-ı zarurî : yaratılıştan gelen zorunlu ihtiyaç
ihtiyarî : isteğe ve tercihe bağlı, iradeyle yapılan
iktidar : güç, kudret
intizam : düzen, tertip
istidad-ı fıtrî : doğal yetenek, kàbiliyet
kat’î : kesin bir şekilde
kemâl-i mizan : mükemmel ve kusursuz bir ölçü
mahlûk : yaratık
makbul : kabul gören, geçerli
masnuat : san’at eseri varlıklar
matlap : istek
mazlum : zulme uğramış
mizan : ölçü
muhakeme : değerlendirme, yargılama
muvazene : denge
nebat : bitki
nebî : peygamber
neşir : yayma, yayılma
nevi : tür
rahîm : özel şefkat ve merhamet sahibi
simurga : efsanevî zümrüd-ü anka kuşu
tâği : azgın, zulmeden
tarihçe-i hayat : hayat hikâyesi, biyografi
tenasüp : uygunluk, uyum
vech : şekil, yön
zîhayat : canlı, hayat sahibi
alâkadar : alakalı, ilgili
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
azamet : büyüklük
bedâhet : açıklık, aşikâr olma
bekà-i uhreviye : âhiretteki devamlılık, kalıcılık
ehemmiyetli : önemli
esbab-ı mucibe : gerektirici sebepler
esmâ : Allah’ın isimleri
ferd-i mütedeyyin : dindar şahıs
gayet : son derece
hadsiz : sınırsız
haşir ve neşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek muhakeme için Allah’ın huzurunda toplanma ve tekrar dağılıp yayılma
haşr : insanların öldükten sonra tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanması
hayvanat : hayvanlar
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yapma sıfatı
icad : var etme, vücuda getirme
iltibassız : karıştırmadan
intizam : disiplin, düzen
iştirak etmek : katılmak
kâfi : yeterli
kâinat : evren, yaratılan herşey
kalem-i kudret : Allah’ın kudret kalemi
kudret : Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı
küllî : bütün fertleri içine alan; tür, cins; kapsamlı varlık
küre-i arz : yerküre, dünya
mahlûkat : yaratılmışlar
mânidar : anlamlı
misal : benzer, örnek
mîzan : ölçü, ahenk
muntazam : düzenli, intizamlı
Mutasarrıf : sonsuz tasarruf hakkı olan, mülkünde dilediği gibi tasarruf eden, her işi kendi istek ve kurallarına göre idare eden Allah
Mücîb : bütün dualara, isteklere cevap veren Allah
nebâtât : bitkiler
nev-i insan : insan türü, insanlık
nihayetsiz : sonsuz
nümune : örnek, misal
Rahîm : rahmetinin çok özel tecellîleri olan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
salâvat : Peygamberimize rahmet ve esenlik dileme
sehivsiz : yanılmaksızın
Semî’ : herşeyi duyan ve işiten Allah
sıfat-ı İlâhiye : Allah’ın sıfatları, vasıfları, nitelikleri
suhulet : kolaylık
taife : grup, topluluk
tebeddül : değişme
umum : bütün
umumî : genel, herkese ait
vücud : varlık
zemin : yer
zîhayat : canlı, hayat sahibi
ziynet : süs