Benim hakkımda adalet eden o mahkemelerin haysiyetini muhafaza için mahkemenizden rica ederim. O aynı mesele olan “Risale-i Nur” ve “cemiyetçilik” ve “tarîkatçilik” ve “ihlâl-i emniyet ve âsâyişi bozmak” ihtimalinden başka bir sebep, bir mesele bulunuz, beni onunla muaheze ediniz. Benim kusurlarım çoktur. Ben de size mes’uliyetime dair yardım edeceğime dair karar verdim. Çünkü hapsin haricinde hapisten çok ziyade azap çektim. Şimdi benim için medar-ı rahat ya kabir, ya hapistir. Hakikaten hayattan usandım. Bu yirmi sene haps-i münferitteki tâzip ve işkenceli tarassutlar, ihanetler artık yeter. Sonra gayretullaha dokunur. Bu vatana yazık olur. Sizlere hatırlatıyorum. Bizim en metin melce ve siperimiz:

حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 1

حَسْبِىَ اللهُ لاَۤ إِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 2

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah bize yeter; O ne güzel vekildir.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:173
2 : “Allah bana yeter. Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de Odur.” Tevbe Sûresi, 9:129.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

melce : sığınak
metin : sağlam, kuvvetli
siper : arkasında saklanılan şey; sığınak, dayanak
âdilâne : adâletli
alâka : ilgi, bağlantı
âsâyiş : rahat, huzur, emniyet, yerleşik düzen
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
beyan etmek : açıklamak, izah etmek
cemiyetçilik : cemiyet taraftarlığı
ehl-i vukuf : bilirkişi
fevkalâde : olağanüstü
gayretullah : Allah’ın hak dini ve doru yolu koruma sıfatı
haps-i münferit : tek başına hapis, hücre hapsi
haysiyet : itibar, şeref, değer
hüküm : yargı, karar
hürmet : saygı
ifade : anlatma, mahkeme sorgusunda anlatılanlar
ihlâl-i emniyet : düzeni, huzuru bozma, karıştırma
inziva : yalnız başına bir yere çekilip dünya işleriyle uğraşmama
istihfaf etmek : hafife almak
ittifak : birlik, birleşme
medar-ı rahat : rahatlık sebebi
menzil : ev, mekân
mes’uliyet : sorumluluk
muaheze etmek : sorgulamak, hesaba çekmek
muhafaza : koruma
nazar : bakış, düşünce
serbestiyet : serbestlik
şuâ : ışın, ışık hüzmesi
tarassut : gözetleme
tarîkatçilik : tarîkata mensup, üye olma
tâzip : azap verme, cezalandırma
tetimme : ek, tamamlayıcı not
tetkik : inceleme, araştırma
tevkif etmek : tutuklamak
vecih : şekil, tarz
ziyade : fazla
Yükleniyor...