Yirmi iki seneden beri hayat-ı içtimaiyeden çekilen ve şimdiki kanunları ve tarz-ı müdafaayı bilmeyen ve Eskişehir ve Denizli mahkemelerinde cerh edilmez yüz sahifelik müdafaatını bu yeni mahkemeye karşı da aynen takdim eden ve o zamana kadar kusurlarının cezasını çeken ve ondan sonra Kastamonu’da ve Emirdağında mütemadiyen tarassut altında ve haps-i münferit tarzında yaşayan Yeni Said, sükût ile sözü Eski Said’e bırakıyor. Eski Said de diyor ki:

Yeni Said dünyadan yüzünü çevirdiği için, ehl-i dünya ile konuşmayı, müdafaat-ı kat’iye mecburiyeti olmadan yapmıyor, lüzum görmüyor. Fakat bu meselede çok mâsum rençber ve esnaf adamlar, bize az bir münasebetiyle tevkif edilerek, iş zamanında, çoluk çocuklarına nafaka tedarik edemediklerinden, şiddetli rikkatime dokundu. Derinden derine beni ağlattı. Kasem ederim, eğer mümkün olsaydı, onların bütün zahmetlerini kendime alırdım. Zaten bir kusur varsa benimdir. Onlar mâsumdurlar. İşte bu elîm hâlet için, Yeni Said’in sükûtuna rağmen, ben diyorum:

Madem, Isparta ve Denizli ve Afyon müddeiumumîlerinin yüzer lüzumsuz suallerine bîçare Yeni Said cevap veriyor. Benim de, on üç sene evvel, başta Kaya Şükrü olarak, Dahiliye Vekâletinden ve şimdiki Adliye Vekâletinden hukukumuzu müdafaa niyetiyle üç sual sormak bir hakkımdır.

Birincisi: Risale-i Nur’un talebesi olmayan ve yanında yalnız âdi bir mektubumuz bulunan Eğirdirli bir adamın bir jandarma çavuşuyla vukuatsız bir münakaşa-i lisaniyesi yüzünden beni ve yüz yirmi adamı tevkif ile dört ay mahkeme tahkikinden sonra, on beş bîçareden başka, bütün beraat kazanmakla mâsumiyetleri tahakkuk eden yüzden ziyade adamlara binler lira zarar vermek, hangi kanun iledir? Böyle imkânatı vukuat yerinde istimal etmek hangi usul iledir? Ve Denizli’de dokuz ay tetkikten sonra, beraat kazanan yetmiş bîçarelere binler lira zarar vermek, adaletin hangi düsturu iledir?
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Adliye Vekâleti : Adalet Bakanlığı
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
bîçare : çaresiz, zavallı
cerh : yaralama, bozma, çürütme
Dahiliye Vekâleti : İçişleri Bakanlığı
düstur : kural, prensip
ehl-i dünya : dünyaya dalıp, âhireti düşünmeyenler
elîm : elemli, acı verici
ferman-ı esâsî : temel buyruk
hâlet : vaziyet, durum, hâl
haps-i münferit : tek başına hapis, hücre hapsi
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
imkânat : olabilirlikler, varlığı ile yokluğu ihtimal dahilinde olan şeyler
istimal etmek : kullanmak
kasem : yemin
mâsum : günahsız, suçsuz
mâsumiyet : suçsuzluk
müdafaa : savunma
müdafaat : savunmalar
müdafaat-ı kat’iye : kesin olan savunmalar
müddeiumumî : savcı
münakaşa-i lisaniye : söz ile tartışma
münasebet : bağlantı, ilişki
mütemadiyen : sürekli olarak
nafaka : geçim için gerekli olan şey
rençber : çiftçi
rikkat : acıma, yufka yüreklilik
sükût : sessiz kalma, susma
tahakkuk : gerçekleşme
tahkik : doğruluğunu araştırma
takdim : sunma
tarassut : gözetleme
tarz : biçim, şekil
tarz-ı müdafaa : savunma tarzı
tedarik : elde etme
tetkik : inceleme, araştırma
tevkif : tutuklama
usul : temel prensipler
vukuat : meydana gelen olaylar
ziyade : fazla
Yükleniyor...