بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Afyon Mahkemesinin bizi ittiham etmesine karşı itiraznamenin tetimmesidir.
Bu itirazımda muhatabım Afyon Müddeîsi ve Mahkemesi değil, belki başka yerlerdeki müddeiumumîlerin ve muhbir ve taharricilerin yanlış ve nâkıs zabıtnameleriyle burada ve sorgu dairesindeki acip vaziyeti aleyhimize çeviren garazkâr ve vehham memurlardır.
Evvelen: Asl u faslı olmayan ve hatırıma gelmeyen bir siyasî cemiyet namını mâsum ve siyasetle hiç alâkaları olmayan Risale-i Nur talebelerine takıp ve o daire içine giren ve iman ve âhiretinden başka bir maksatları bulunmayan bîçareleri, o cemiyetin nâşiri veya faal bir rüknü veya mensubu veya Risale-i Nur’u okumuş ve okutmuş veya yazmış diye suçlu sayıp mahkemeye vermek ne kadar adaletin mahiyetinden uzak olduğunun kat’î bir hücceti şudur ki:

Kur’ân aleyhinde yazılan, Doktor Duzi’nin ve sair zındıkların o muzır eserlerini okuyanlar, hürriyet-i fikir ve hürriyet-i ilmiye düsturuyla suçlu sayılmadığı halde, hakikat-i Kur’âniyeyi ve imaniyeyi öğrenmeye gayet muhtaç ve müştak olanlara güneş gibi bildiren Risale-i Nur’u okumak ve yazmak bir suç sayılmış. Ve hem, yüz risale içinde yanlış mânâ verilmemek için mahkemelerin teşhirlerinden evvel mahrem tuttuğumuz iki üç risalede yalnız birkaç cümlelerini bahane gösterip ittiham etmiş. Halbuki o risalelerden biri müstesna Eskişehir Mahkemesi tetkik etmiş, icabına bakmış, yalnız birtek Tesettür Risalesinin bir iki meselesine ilişmiş. Ve müstesnasının hem istidamda ve hem itiraznamemde gayet kat’î cevabı verildiği ve “Elimizde nur var, siyaset topuzu yok” diye Eskişehir Mahkemesinde yirmi vech ile kat’î ispat edildiği ve Denizli Mahkemesi bilâistisna bütün risaleleri tetkik etmiş, hiçbirisine ilişmediği halde, o insafsız müddeîler, o iki üç risalenin üç dört cümlelerini bütün Risale-i Nur’a teşmil edip, hattâ dört yüz sahifeli Zülfikâr’ı iki sahife için müsadere eder gibi, Risale-i Nur’u okuyan ve yazanı suçlu ve beni de hükûmetle mübareze eder diye ittiham etmişler.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : acaip, tuhaf
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki hayat
asl u faslı olmamak : aslı esası olmamak
bîçare : çaresiz, zavallı
bilâistisna : istisnasız
cemiyet : topluluk, dernek, örgüt
düstur : kural, prensip
evvelen : ilk olarak
faal : çalışkan, hareketli
garazkâr : kötü niyet sahibi, art niyetli
gayet : son derece, çok
hakikat-i Kur’âniye ve imaniye : Kur’ân ve iman hakikati, gerçeği
hüccet : kesin delil, kanıt
hürriyet-i fikir : fikir serbestliği, düşünce özgürlüğü
hürriyet-i ilm : ilimde özgürlük, bilgi edinme özgürlüğü
istidâ : dilekçe, müracaat dilekçesi
itirazname : itiraz kâğıdı, itiraz dilekçesi
ittiham etme : suçlama
kat’i : şüphesiz, kesin
mahiyet : asıl, esas, nitelik
mahrem : gizli, kişiye özel
mâsum : günahsız, suçsuz
mensub : bağlı, üye
muhâtab : hitap edilen, kendisine karşı konuşulan
muhbir : ihbar eden, haber veren, ajan
muzır : zararlı
müddeî : iddia sahibi, savcı
müddeiumumî : savcı
müstesna : seçkin
müştak : arzulu, çok istekli, âşık
nâkıs : eksik, noksan
nam : ad
nâşir : neşreden, yayınlayan
risale : mektup; Risale-i Nur’dan her bir bölüm
rükn : bir topluluğun en önemli fertlerinden her biri
sair : diğer, başka
siyasî : siyasetle ilgili
taharrici : araştırmacı
Tesettür Risalesi : örtünmeyle ilgili risale; Yirmi Dördüncü Lem’a
teşhir : sergileme
tetimme : ek, tamamlayıcı not
tetkik : inceleme, araştırma
vecih : şekil, tarz
vehham : aşırı derecede vehimli, kuruntulu
zabıtname : tutanak
zındık : dinsiz
Yükleniyor...