Bu insafsızları aldatan ve hiç münasebeti olmayan bir siyasî cemiyet vehmini veren üç maddedir.

Birincisi: Eskiden beri benim talebelerim benimle kardeş gibi şiddetli alâkadar olmaları, bir cemiyet vehmini vermiş.

İkincisi: Risale-i Nurun bazı şakirtleri, her yerde bulunan ve cumhuriyet kanunları müsaade eden ve ilişmeyen cemaat-ı İslâmiye heyetleri gibi hareket etmelerinden bir cemiyet zannedilmiş. Halbuki o mahdut üç dört şakirdin niyetleri cemiyet memiyet değil, belki sırf hizmet-i imaniyede hâlis bir kardeşlik ve uhrevî bir tesanüddür.

Üçüncüsü: O insafsızlar kendilerini dalâlet ve dünyaperestlikte bildiklerinden ve hükûmetin bazı kanunlarını kendilerine müsait bulduklarından fikren diyorlar ki: “Herhalde Said ve arkadaşları bizlere ve hükûmetin, bizim medenîce nâmeşru hevesatımıza müsait kanunlarına muhaliftirler. Öyle ise, muhalif bir cemiyet i siyasiyedirler.” Ben de derim:

Hey bedbahtlar! Eğer dünya ebedî olsaydı ve insan içinde daimî kalsaydı ve insanî vazifeler yalnız siyaset bulunsaydı, belki bu iftiranızda bir mânâ bulunabilirdi. Hem eğer ben siyasetle işe girseydim, yüz risalelerde on cümle değil, belki bin cümleyi siyasetvâri, mübarezekârâne bulacaktınız. Hem, farz-ı muhal olarak, eğer biz dahi sizin gibi bütün kuvvetimizle dünya maksatlarına ve keyiflerine ve siyasetlerine çalışıyoruz diye-ki şeytan da bunu inandırmaya çalışamıyor ve kimseye kabul ettiremez-haydi böyle de olsa, madem bu yirmi senede hiçbir vukuatımız gösterilmiyor. Hükûmet ele bakar, kalbe bakmaz ve herbir hükûmette şiddetli muhalifler bulunur. Elbette adliye kanunu ile bizleri mes’ul etmezsiniz. Son sözüm
1 حَسْبِىَ اللّٰهُ لاَۤ إِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ'dir.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah bana yeter. Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de Odur.” Tevbe Sûresi, 9:129.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
bedbaht : kötü bahtlı, talihsiz
cemaat-i İslâmiye : İslâm toplulukları
cemiyet : dernek, örgüt
cemiyet-i siyasiye : siyasî dernek,
daimî : devamlı, sürekli
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
dünyaperestlik : dünyaya aşırı derecede tutkunluk
ebedî : sonu olmayan, sonsuz
farz-ı muhal : varsayım
hâlis : içten, samimi
hevesât : hevesler, arzu ve istekler
heyet : topluluk, kurum, yapı
hizmet-i imâniye : iman hizmeti
insafsız : vicdansız
insanî : insanla ilgili
mahdut : sınırlı
mes’ul : sorumlu
muhalif : aykırı, karşı
mübarezekârâne : karşı koyarcasına
münasebet : bağlantı, ilişki
nâmeşru : helâl olmayan
risale : mektup; Risale-i Nur’dan her bir bölüm
siyasetvâri : politika yaparak; siyasî bir ifâde ve tavırla
siyasî : siyasetle ilgili
şakirt : öğrenci, talebe
tesanüd : dayanışma
uhrevî : ahirete yönelik
vehm : kuruntu, zan
vukuat : toplumu rahatsız edecek tarzda olan, emniyeti ilgilendiren olaylar
Yükleniyor...