Hata-Cevap 90: İddiacı, bin dereden su toplamak gibi, Nur şakirtlerinin birbirlerine karşı muhabbetkârâne ve hususî hissiyatlarını ve Nurlardan istifadelerini, samimâne ve bazen müfritâne gösteren mektuplarını bir esas yaparak cerbezesiyle onlardan medar-ı ittiham çıkarıp bizi irtica ile ittiham etmeye çalışması öyle bir hatâdır ki, kabrinde onun çok azabını çekecek. Meselâ, uzak bir köyde Muallim Mustafa Sungur’un bir mektubunu hem ona, hem bize medar-ı irtica yapıyor. Acaba o genç muallim, Nurlarla hakikî ve imanlı bir muallim ve mâsum çocuklara hüsn-ü ahlâk sahibi bir terbiye edici vaziyetine girmesine şükür ve hamd mânâsında, “Ben eski sefahet ve dalâletimden kurtuldum” demesiyle bir irtica olur mu? İrtidattan çekinmek ve dalâletten sakınmakla bir fesat, bir irtica değil, belki dersini dinleyecek mâsumlar adedince bir ıslah, bir mânevî terakkidir.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

azap : acı, sıkıntı
cerbeze : hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterecek derecedeki aldatma
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
esas : temel, şart
fesat : bozgunculuk, karışıklık
hakikî : gerçek
hamd : övgü ve teşekkür
hissiyat : hisler, duygular
hususî : özel
hüsn-ü ahlâk : güzel ahlâk
ıslah : iyileştirme, düzeltme
irtica : gericilik
irtidat : dinden çıkmak
ittiham : suçlama
medar-ı irtica : gericiliğin sebebi, kaynağı
medar-ı ittiham : suçlama sebebi
muallim : öğretmen
muhabbetkârâne : sevgi ile mukabele ederek, severek
müfritâne : aşırı bir şekilde
samimâne : içten, gönülden gelerek
sefahet : yasak zevk ve eğlencelere düşkünlük
şakirt : öğrenci, talebe
şükür : medih, övgü
terakki : ilerleme, yükselme
Yükleniyor...