بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Acaba ortalıkta en ziyade zararlı biz ve Nurlar mıdır ki, her muharrir serbest yazıyor ve her sınıf müdahalesiz toplanma yapıyor? Halbuki din terbiyesi olmasa, Müslümanlarda istibdad-ı mutlak ve rüşvet-i mutlakadan başka çare olamaz. Çünkü, nasıl bir Müslüman, şimdiye kadar hakikî Yahudi ve Nasranî olmaz, belki dinsiz olur, bütün bütün bozulur. Öyle de, bir Müslüman bolşevik olamaz. Belki anarşist olur, daha istibdad-ı mutlaktan başka idare edilmez. Biz Nur talebeleri hem idareye, hem âsâyişe, hem vatan ve milletin saadetine çalışıyoruz. Karşımızdaki dinsiz anarşist ve millet ve vatan düşmanlarıdır. Hükûmet için bize ilişmek değil, tam himaye ve yardım etmek elzemdir.
Said Nursî
• • •


بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; evvelâ, Refet, Ethem ve Çalışkan’lar ve Burhan gibi Nur naşirlerini tahliye etmeleri gösteriyor ki, Nurların intişarı yasak değil ve mahkeme ilişemiyor. Hem cemiyetçilik bulunmadığına bir karar alâmetidir. Hem meselemizi uzatmada, Nurlara nazar-ı dikkati geniş bir dairede celb etmesinden, onları okumasına bir umumî dâvet ve resmî bir ilânat hükmünde, işiten müştakların okumak heveslerini tahrik ettiğinden, sıkıntımızdan, zarardan yüz derece ziyade bize ve ehl-i imana menfaatlere vesiledir. Zaten bu zamanda, en geniş daire-i zeminde, en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalâlet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom bombası gibi inşaallah tesirini göstermeye bir işarettir.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâmet : belirti, işaret
âsâyiş : emniyet, kanuna uygunluk
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
bolşevik : komünist
cemiyetçilik : cemiyet taraftarlığı, dernek üyeliği
daire-i zemin : yerküre
dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler
elzem : çok gerekli
evvelâ : ilk olarak
hakikî : asıl, gerçek
himaye : koruma
hücum : saldırı
ilânat : ilânlar, duyurular
inşaallah : Allah’ın izniyle
intişar etme : yayılma
istibdâd-ı mutlak : mutlak diktatörlük; her yönden sınırsız bir baskı
kudsî : kutsal, mukaddes
küllî : büyük, kapsamlı
muharrir : yazar, gazete yazarı
müştak : çok arzulu ve istekli
nâşir : neşreden, yayan, yayınlayan
nazar-ı dikkati celb etme : insanların dikkatlerini üzerine çekme
rüşvet-i mutlaka : rüşvette sınırsızlık; her istenileni vermek
saadet : mutluluk
sıddık : çok doğru ve bağlı
suret : şekil
tahliye etme : serbest bırakma
tahrik etme : harekete geçirme
tecavüz eden : haddi aşan, saldıran, sataşan
tesir : etki
umumî : genel
ziyade : çok
Yükleniyor...