بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Ehl-i vukufun insafsızca ve hatâlı ve haksız tenkitleri, Vehhâbîlik damarıyla İmam-ı Ali’nin (radiyallahu anh) Nurlarla ciddî alâkasını ve takdirini çekemeyerek ve geçen sene zemzem suyunu döktüren ve bu sene haccı men eden evhamın tesiri altında o yanlış ve hasûdâne itirazları Beşinci Şuâ’ya etmişler. Bu sırada, böyle evhamlı ve telâşlı bir zamanda, bizim için en selâmetli yer hapistir. İnşaallah Nurlar hem kendimizin, hem kendilerinin serbestiyetini kazandıracaklar. Madem emsalsiz bir tarzda, çok ağır şerait altında, pekçok muarızlar karşısında bu derece Nurlar kendilerini okutturuyorlar, talebelerini hapiste çeşit çeşit suretlerde çalıştırıyor, perişaniyetlerine inâyet-i İlâhiye ile meydan vermiyorlar; biz bu dereceye kanaat edip şekvâ yerinde şükretmekle mükellefiz. Benim bütün şiddetli sıkıntılara karşı tahammülüm bu kanaatten geliyor. Vazife-i İlâhiyeye karışmam.
Said Nursî
• • •

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Bu iki nüshanın biri benimdir, biri müdüründür. Başta benim hattımla yazısı bulunan nüshaya göre müdürün nüshasını tashih ediniz. Ben bu defa Âyetü’l-Kübrâ’yı mütalâa ederken, İkinci Makamını âhire kadar ve âhirdeki mânevî muhavereyi pekçok ehemmiyetli gördüm ve çok istifade ettim. Sizin istifadeniz için biri okusun, biri dinlesin. Tashihle beraber muattal kalmasınlar, ikişer kardeşlerimiz mütalâa etsinler.

Saniyen: Bana ait Onuncu Söz ve buradaki mektuplar defteri ve saire zayi olmasın ve muattal kalmasın. Ben nezaretini Ceylan’a bırakmıştım.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
alâka : ilgi
Âyetü’l-Kübrâ : en büyük delil anlamına gelen Risale-i Nur’da bir bölüm; Yedinci Şua
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
ehl-i vukuf : bilirkişi
evham : kuruntular, şüpheler
hasûdâne : hased ederek, kıskanarak
inâyet-i İlâhiye : Allah’ın inayeti, yardımı, şefkati
inşaallah : Allah’ın izniyle
istifade etmek : faydalanmak, yararlanmak
men : yasaklama
muarız : karşı gelen
muattal : kullanılmaz olma, terkedilme, boş
muhavere : karşılıklı konuşma
mükellef : yükümlü
mütalâa : dikkatle okuma, inceleme
nezaret : gözetim
nüsha : kopya
perişaniyet : dağınıklık, karışıklık, bozukluk
radiyallahu anh : Allah ondan razı olsun
sair : başka
saniyen : ikinci olarak
selâmet : güven, emniyet
serbestiyet : serbestlik
sıddık : çok doğru ve bağlı
suret : şekil, biçim, görüntü
şekvâ : şikayet
şerâit : şartlar
şükretmek : Allah’ın (c.c.) nimetlerine karşı memnunluk göstermek; Allah’a teşekkür etmek
tahammül : dayanma, katlanma
takdir : beğeniyi dile getiren ifade
tashih : düzeltme
tenkit : eleştiri
vazife-i İlâhiye : Allah’a ait olan iş
zayi : kayıp, ziyan
zemzem : Kâbe yakınlarındaki mübârek su
Yükleniyor...