بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Ben şimdi Celcelûtiye’yi okurken,
بِحَقِّ تَبَارَكَ ثُمَّ نُونٍ وَسَاۤئِلٍ cümlesinde Risale-i Kadere işaret eden yirmi altıncı mertebede “ثُمَّ نُونِ sûresi, kader sözüyle münasebeti nedir?” kalbime gelmesi ânında ihtar edildi. O sûrenin başını okurken gördüm ki, 2 نۤ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ âyeti bütün kalemlerin ve tastîr ve kitapların aslı, esası, ezelî me’hazı ve sermedî üstadı kaderin kalemi ve nur ve ilm-i ezelînin nuruna işaret eden ن kelimesidir. Demek وَالذَّارِيَاتِ Zerrât Risalesine işareti gibi kuvvetli bir münasebetle, ن kelimesi Risale-i Kadere kuvvetli işaretle bakar.
Said Nursî
• • •

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık, sarsılmaz kardeşlerim;

Evvelâ: 3 اَلْخَيْرُ فِيمَا اخْتَارَهُ اللّٰهُ sırrınca, meselemizin tehirinde hayır var. Kalbim ve Nurların serbestiyeti öyle istiyordu. Siz hem birbirinizi teselli hem kuvve-i mâneviyeyi takviye, hem tatlı sohbetle müzakere-i ilmiye, hem Nurların yazması ve mütalâalarıyla bu geçici zahmetin noktasını siler rahmet yapmaya, bu fâni saatleri bâki saatlere çevirmeye muvaffak olursunuz inşaallah.

Saniyen: Madem bayramlaşmamız mahkemenin muvakkat hapis menzilinde oldu; ben de bayram tatlısı olarak, Konya kahramanı Zübeyir’in bana getirdiği zemzemle Nurs karyesinin bence çok mânidar balını gönderdim. Siz bal matarasına su koyun, karıştırınız. Sonra zemzemi içine bırakınız, kemâl-i âfiyetle içiniz.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
2 : “Nûn. Yemin olsun kaleme ve yazdıklarına.” Kalem Sûresi, 68:1.
3 : Gerçek hayır, Allah’ın seçtiği şeydedir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
ahfad : torunlar
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
beraat verme : temize çıkartma, suçsuz olduğunu ilân etme
bîçare : çaresiz, zavallı
cemaatî : belli bir cemaate yönelik, cemaate ait
cemiyet : topluluk, dernek
cihet : şekil, yön
fedâi : fedakâr; kendini bir hizmete adayan
hakikat : doğru gerçek
hakikî : asıl, gerçek
hâlis : samimi, içten
hususan : bilhassa, özellikle
ifsad : bozma
irsiyet : mirasçılık
karye : köy
kemâl-i âfiyet : tam ve eksiksiz bir sıhhat
kemâl-i sevinç : tam ve mükemmel sevinç
komite : belli bir amaç için bir araya gelen ve faaliyet gösteren topluluk
mânidar : anlamlı
matara : kavanoz; özellikle askerlerin kullandığı veya yolculukta kullanılan bir çeşit su kabı
menfaat : çıkar, yarar, fayda
menfi : olumsuz, negatif
menzil : mekan, yer
muvakkat : geçici
müspet : olumlu, uygun, yapılması memnuniyet veren, pozitif
müşkül : çözümü zor olan mesele
nam : ad
nezaret eden : bakan, gözetleyen
rıza-yı İlâhî : Allah rızası
saniyen : ikinci olarak
sıddık : çok doğru ve bağlı
şehadet : şehitlik, Allah rızası yolunda hayatını feda etmek
tahakkuk : gerçekleşme
takdir : beğeniyi dile getiren ifade
tarassut eden : gözetleyen
teşekkül eden : oluşan
uhrevî : âhirete yönelik
vilâyet : il
zemzem : Kâbe yakınlarındaki mübârek su
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
bâki : devamlı, kalıcı
evvelâ : ilk olarak
ezelî : başlangıcı olmayan, sonsuz
fâni : gelip geçici
ihtar edilmek : hatırlatılmak, ikaz edilmek
ilm-i ezelî : Allah’ın herşeyi ve bütün zamanları kuşatan sonsuz ilmi
inşaallah : Allah’ın izniyle
kader kalemi : Allah’ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak herşeyi bilip takdir etmesi ve kudretiyle yazması, yaratması
kader : Allah’ın meydana gelecek herşeyi olmadan önce takdir etmesi, plânlaması
kuvve-i mâneviye : mânevî güç, moral
me’haz : kaynak
muvaffak : başarılı
münasebet : bağlantı, ilişki
mütalâa : dikkatle okuma, inceleme
müzakere-i ilmiye : ilmi sohbetler, fikir alış verişleri
rahmet : merhamet, ihsan, bağış
Risale-i Kader : Kader Risalesi; Yirmi Altıncı Söz
serbestiyet : serbestlik
sermedî : daimi, sürekli
sıddık : çok doğru ve bağlı
takviye : güçlendirme, destekleme
tastîr : yazı yazma, satırlar meydana getirme
tehir : erteleme, sonraya bırakma
Zerrât Risalesi : Risale-i Nur’da bulunan Otuzuncu Sözün İkinci Maksatı
Yükleniyor...