بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Esaretimdeki hâdisenin gazeteyle ilânı, şiddetli yasaklarla ahaliyi her tarafta bizden kaçırmaya çalışmakla beraber teveccüh-ü âmmeyi ziyadeleştirmiş. Bize, hususan şahsıma ihanet etmeye taraftar üç resmî adam dün avluda demişler: “Said pencereden göründüğü vakit ahali toplanıp ona bakıyor. Pencerede durmasın. Yoksa koğuşunu değiştiriniz” diye başgardiyan söyledi. Hiç merak etmeyiniz. Ben her sıkıntıya tahammüle karar vermişim. Duanız bereketiyle inşaallah sıkıntılar sevinçlere dönecekler.

O esaret hâdisesi aslı doğrudur. Fakat şahidim olmadığından tafsilen beyan etmemiştim. Yalnız bir manga beni idam etmek için geldiğini bilmiyordum, sonra anladım. Ve Rus kumandanı tarziye için Rusça birşeyler söyledi, ben bilmedim. Demek hazır bulunan ve bu hâdiseyi gazeteye ihbar eden Müslüman yüzbaşı anlamış ki, kumandan tekrar tekrar “Affet” demiş.

Kardeşlerim, ben Nurlarla meşgul oldukça sıkıntılar azalıyor. Demek vazifemiz Nurlarla iştigaldir ve geçici şeylere ehemmiyet vermemek ve sabır ve şükretmektir.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahali : halk
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
beyan etmek : açıklamak, izah etmek
esaret : esirlik
hâdise : olay
hususan : bilhassa, özellikle
ihanet : haksız yere tahkir etme; hıyanet, hainlik
ihbar eden : haber veren
inşaallah : Allah’ın izniyle
iştigal : meşgul olma, uğraşma
itimat : dayanma, güvenme
kanaat etme : razı olma, inanma
muannid : inatçı
sabır : acıya ve zorluğa katlanma
sıddık : çok doğru ve bağlı
şükür : Allah’ın (c.c.) nimetlerine karşı memnunluk gösterme; Allah’a teşekkür etme
tafsilen : ayrıntılı olarak
tahammül : dayanma, katlanma
tarziye : özür dilemek
teveccüh-ü âmme : herkesin ilgisi ve sevgisi
vesvese : şüphe, kuruntu
ziyadeleştirmek : çoğaltmak, artırmak
Yükleniyor...