Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor, neticeyi bekliyor. İsticvab bitiyor. Rus Çarını ve Rus ordusunu tahkir maddesinden idam kararını veriyorlar. Kararı infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya kemâl-i şetâretle, “Müsaade ediniz, on beş dakika vazifemi îfa edeyim” diye abdest alıp iki rekat namaz kılarken, Nikola Nikolaviç geliyor, kendisine hitaben:

“Beni affediniz. Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda kanunî muamele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatın emirlerini îfa ediyorsunuz. Hükmünüz iptal edilmiş; dinî salâhatinizden (salihliğinizden) dolayı şâyân-ı takdirsiniz. Sizi rahatsız ettim, tekrar tekrar rica ediyorum, beni affediniz.”

Bütün Müslümanlar için şâyân-ı misal olan bu salâbet-i diniye ve yüksek seciyeyi, arkadaşlarından bir yüzbaşı, müşahedesine müsteniden anlatıyordu. Bunu duydukça, ihtiyarsız olarak gözlerim yaşla doldu.
Abdurrahim
Gazetenin bu fıkrasının yazılmasını Üstadımız emretmedikleri halde, hem çok merakaver, hem çok ibret, hem çok heyecan verici olmasından buraya yazılmıştır.
Hüsrev
• • •
Kardeşlerim; Hem benim iştiham kesildiği, hem hediye bana dokunduğu için, benim hisseme düşen üç parça yağ ve bir sepet üzüm ve bir kîse elma ve iki paket çay ve şekeri size gönderdim. Ben sizlere teberrük verecektim. Fakat sordum, sizinki de var. Hem ben onların fiyatıyla yoğurt, yumurta, ekmek gibi şeyleri alacağım, tâ Medresetü’z-Zehrâ benden gücenmesin, “Teberrükümü yemedi.” Hem muhtaca, hem bir parça ucuz, hem lâyıklara satınız ki, iki cihetle Medresetü’z-Zehrâ ve şubelerinin hediyeleri tam mübarek, hem bana, hem alanlara ilâçlı bir teberrük olsun. Hüsrev nezaretçi ve Ceylân, Hıfzı satıcı olsun.
Said Nursî
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

cihet : şekil, yön
çar : eskiden Rus İmparatorlarına verilen ünvan
fıkra : bölüm, kısa yazı
ibret : ders çıkarma, düşündürme
ifa etme : yerine getirme
infaz : bir hükmü yerine getirme
isticvab : sorguya çekme, ifade alma
iştiha : iştah
kemâl-i şetâret : mükemmel bir özgüven ve görüntü
kîse : poşet, çanta, kese
manga : küçük askerî birlik
merakâver : merak uyandıran
muamele : işlem
mukaddesât : mukaddes, kutsal olan değerler
mübarek : bereketli, hayırlı
müsaade : izin verme
müsteniden : dayanarak
müşahede : görme, gözlem
nezaretçi : gözetmen
salâbet-i dîniye : dini ve dinin emirlerini korumak ve tatbik etmekteki ciddiyet ve sağlamlık
salâhat : dindarlıkta çok ileri olma hâli
salih : dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden
seciye : huy, karakter
şâyân-ı misal : örnek göstermeye lâyık
şâyân-ı takdir : takdire lâyık
tahkir : hakaret etme, aşağılama
teberrük : bereket vesilesi
Yükleniyor...