Veya ecnebî hesabına bu milletin can damarını kesmeye ve bozmaya çalışan el-hannâs bir zındıktır ki, hükümeti iğfal ve adliyeyi şaşırtır, tâ o şeytanlara, firavunlara, anarşistlere karşı şimdiye kadar istimal ettiğimiz mânevî silâhlarımızı, kardeşlerimize ve vatanımıza çevirsin veya kırdırsın.
Mevkuf
Said Nursî

• • •

Efendiler; Otuz kırk seneden beri ecnebî hesabına ve küfür ve ilhad namına bu milleti ifsad ve bu vatanı parçalamak fikriyle, Kur’ân hakikatine ve iman hakikatlerine her vesileyle hücum eden ve çok şekillere giren bir gizli ifsad komitesine karşı, bu meselemizde kendilerine perde yaptıkları insafsız ve dikkatsiz memurlara ve bu mahkemeyi şaşırtan onların Müslüman kisvesindeki propagandacılarına hitaben, fakat sizin huzurunuzda zâhiren sizinle bir kaç söz konuşacağıma müsaade ediniz. (Fakat ikinci gün beraat kararı o dehşetli konuşmayı geriye bıraktı.)
Tecrid-i mutlakta ve
haps-i münferitte
mevkuf Said Nursî

• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Birinci Şuâ / Sonraki Risale: On Üçüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

anarşist : düzene karşı çıkan, kargaşa çıkaran
anûdâne : inat edercesine, inat ederek
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
ecnebî : yabancı
el-hannâs : fırsatını bulamayınca gizlenen, bulunca vesvese vermek için gelen sinsi şeytan
haps-i münferit : tek başına hapis, hücre hapsi
hücum : saldırı
ifsad : bozma, bozgunculuk yapma
iğfal : kandırma, aldatma
ilhad : dinsizlik, inkâr
insafsız : vicdansız
istimâl : kullanma
kisve : elbise, örtü
komite : kötü bir maksat için toplanmış gizli cemiyet
mevkuf : tevkif edilmiş, tutuklu
mukaddesât : mukaddes olan şeyler, kutsal değerler
mürtedâne : dinden çıkarak
mütemerridâne : inatla, inatçı bir şekilde
namına : adına
propaganda : bir şeyin kıymetini artırmak için yapılan konuşma ve eylem
tecrid-i mutlak : tam bir yalnızlık, yalnız başına bırakma
zâhiren : görünüşte
zındık : dinsiz
Yükleniyor...