Aziz, sıddık kardeşim Refet Bey; Senin âlimâne suallerin Risale-i Nur’un Mektubat kısmında çok ehemmiyetli hakikatlerin anahtarları olmasından, senin suallerine karşı lâkayt kalamıyorum. Bunun kısa cevabı şudur: Madem Kur’ân bir hutbe-i ezeliyedir, nev-i beşerin umum tabakatıyla ve ehl-i ibadetin bütün tâifeleriyle konuşur. Elbette onlara göre müteaddit mânâları ve küllî mânâsının çok mertebeleri bulunacak. Bazı müfessirler, yalnız en umumî veya en sarih veya vâcip veya bir sünnet-i müekkedeyi ifade eden mânâyı tercih eder.

Meselâ, bu âyette 1 وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ ’dan ehemmiyetli bir sünnet olan iki rekât teheccüt namazını ve 2 وَإِدْبَارَ النَّجُومِ ’dan, bir sünnet-i müekkede olan sabah fecir sünnetini zikretmiş. Yoksa evvelki mânânın daha çok efradı var. Kardeşim, seninle konuşmak kesilmemiş.
• • •

Aziz, sıddık kardeşlerim; Şimdi zuhur namazını kıldım. Tesbihat içinde siz hatırıma geldiniz ki, herbiri hem kendini, hem hanesindeki akrabasını düşünmekle mahzun olur. Birden kalbe geldi ki:

Madem eski zamanlarda âhiretini dünyasına tercih edenler, hayat-ı içtimaiyenin günahlarından kurtulmak ve âhiretine hâlisâne çalışmak niyetiyle mağaralarda, çilehanelerde riyazetle hayatlarını geçirenler bu zamanda olsaydılar, Risale-i Nur şakirtleri olacaktılar. Elbette şimdi, bu şerait altında, bunlar onlardan on derece daha ziyade muhtaçtır ve on derece fazla fazilet kazanıyorlar ve on derece daha rahattırlar.
• • •

Aziz, mübarek kardeşlerim; Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk.3 Ben, şimdi bir gün evvel beş yüz ve arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben, gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, fakat ben, ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazen ismiyle sohbet ederim.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Gecenin bir kısmında Onu tesbih et.” Tûr Sûresi, 52:49.
2 : “Ve yıldızlar kaybolurken de (Onu tesbih et).” Tûr Sûresi, 52:49.
3 : İhlâs Sûresini muhtelif adetlerde okumanın fâziletlerine dair hadîsler için bk. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 11; Müsned, 3:437, 5:141; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 24; Suyûtî, el-Fethu’l-Kebîr, 3:227.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On İkinci Şuâ / Sonraki Risale: On Dördüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret âlemi : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat
arefe : kurban bayramından bir önceki gün
aziz : çok değerli, izzetli
çilehane : çile yeri
efrad : fertler, bireyler
ehemmiyetli : önemli
ehl-i ibadet : ibadet edenler
fazilet : değer ve üstünlük
fecir sünneti : sabah namazının sünneti
hâlisâne : ihlâslı bir şekilde, karşılık beklemeksizin
hane : ev
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
hutbe-i ezeliye : zamanlar üstü Allah’ın insanlara ve cinlere bir hutbesi olan Kur’ân
İhlâs-ı Şerif : İhlâs sûresi, Kur’ân-ı Kerimin 112. sûresi
küllî : genel, kapsamlı
mahzun olmak : hüzünlü olmak
mübarek : bereketli, hayırlı
müfessir : Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından tefsir eden, yorumlayan kimse
müteaddit : bir çok, çeşitli
nev-i beşer : insanlık türü, insanlar
riyâzet : gelip geçici şeylerden nefsi çekerek, kanaat içinde yaşama; ilim, ibadet ve fikirle meşgul olma
sarih : açık
sıddık : çok doğru ve bağlı
sünnet-i müekkede : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) çok az terk edip, çoğu zaman yaptığı ameller
şakirt : talebe, öğrenci
tabakat : tabakalar
tâife : grup, topluluk
teheccüt namazı : gece sabah vaktinden önce kılınan namaz
tesbihat : Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anma
umum : bütün
umumî : genel, herkese ait
vâcib : dinî bakımdan yapılması şart ve kesin olan emir
zuhur namazı : öğle namazı
Yükleniyor...