Evvelâ: Ürkütmek ve korkutmak ve o mesleğin su-i istimâlatını göstermek.
Ve saniyen: O mesleğin erkânlarının ve müntesibîninin kusuratlarını teşhir etmek.
Ve salisen: Maddiyun felsefesinin ve medeniyetinin câzibedar sefahet ve uyutucu lezzetli zehirleriyle ifsad etmekle mâbeynlerinde tesanüdü kırmak ve üstadlarını ihanetlerle çürütmek ve mesleklerini fennin, felsefenin bazı düsturlarıyla nazarlarından sukut ettirmektir ki, Nakşîlere ve ehl-i tarîkate karşı istimâl ettikleri aynı silâhla bizlere hücum ettiler, fakat aldandılar. Çünkü, Risale-i Nur’un meslek-i esası, ihlâs-ı tam ve terk-i enâniyet ve zahmetlerde rahmeti ve elemlerde bâki lezzetleri hissedip aramak ve fâni ayn-ı lezzet-i sefihânede elîm elemleri göstermek ve imanın bu dünyada dahi hadsiz lezzetlere medar olmasını ve hiçbir felsefenin eli yetişmediği noktaları ve hakikatleri ders vermek olduğundan, onların plânlarını inşaallah tam akîm bırakacak. Ve meslek-i Risale-i Nur ise tarîkatlere kıyas edilmez diye onları susturacak.
Bir lâtife: Bu sabah, yanımdaki jandarma koğuşundan biri beni çağırdı, pencereye çıktım.
Dedi: “Bizim kapımız kendi kendine kapandı. Ne yapıyoruz, açılmıyor.”
Ben de dedim: “Size işarettir ki, nöbettar olduğunuz ve üstlerinden kapı kapattığınız adamlar içinde sizin gibi mâsumlar var. Hattâ on seneden beri görmediğim bir kardeşimle bir dakika görüşmek bahanesiyle bana ihanet ve başka bahaneyle dış kapımızın ikincisini dahi kapadılar. Onun cezası olarak sizin kapınız dahi kapandı.”
Ve saniyen: O mesleğin erkânlarının ve müntesibîninin kusuratlarını teşhir etmek.
Ve salisen: Maddiyun felsefesinin ve medeniyetinin câzibedar sefahet ve uyutucu lezzetli zehirleriyle ifsad etmekle mâbeynlerinde tesanüdü kırmak ve üstadlarını ihanetlerle çürütmek ve mesleklerini fennin, felsefenin bazı düsturlarıyla nazarlarından sukut ettirmektir ki, Nakşîlere ve ehl-i tarîkate karşı istimâl ettikleri aynı silâhla bizlere hücum ettiler, fakat aldandılar. Çünkü, Risale-i Nur’un meslek-i esası, ihlâs-ı tam ve terk-i enâniyet ve zahmetlerde rahmeti ve elemlerde bâki lezzetleri hissedip aramak ve fâni ayn-ı lezzet-i sefihânede elîm elemleri göstermek ve imanın bu dünyada dahi hadsiz lezzetlere medar olmasını ve hiçbir felsefenin eli yetişmediği noktaları ve hakikatleri ders vermek olduğundan, onların plânlarını inşaallah tam akîm bırakacak. Ve meslek-i Risale-i Nur ise tarîkatlere kıyas edilmez diye onları susturacak.
Bir lâtife: Bu sabah, yanımdaki jandarma koğuşundan biri beni çağırdı, pencereye çıktım.
Dedi: “Bizim kapımız kendi kendine kapandı. Ne yapıyoruz, açılmıyor.”
Ben de dedim: “Size işarettir ki, nöbettar olduğunuz ve üstlerinden kapı kapattığınız adamlar içinde sizin gibi mâsumlar var. Hattâ on seneden beri görmediğim bir kardeşimle bir dakika görüşmek bahanesiyle bana ihanet ve başka bahaneyle dış kapımızın ikincisini dahi kapadılar. Onun cezası olarak sizin kapınız dahi kapandı.”
Said Nursî
• • •
Önceki Risale: On İkinci Şuâ / Sonraki Risale: On Dördüncü Şuâ