Ve bilhassa, bütün enbiya ve evliya ve asfiya ve sıddîkînin imamı ve reisi ve hülâsası olan Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ihbarını tasdik eden hiçbir mu’cizat-ı bâhiresi ve hakkaniyetini gösteren hiç bir hakikat-i aliyesi ve bütün mukaddes ve hakikatli kitapların hülâsatü’l-hülâsası olan Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyânın hiçbir âyet-i tevhidiye-i kàtıası ve mesâil-i imaniyeden hiçbir mesele-i kudsiyesi yoktur ki, Senin vücûb-u vücûduna ve kudsî sıfatlarına ve Senin vahdetine ve ehadiyetine ve esmâ ve sıfâtına şehadet etmesin ve delâleti olmasın ve işareti bulunmasın.

Hem nasıl ki bütün o yüz binler muhbir-i sâdıklar, mu’cizatlarına ve keramâtlarına ve hüccetlerine istinad ederek, Senin varlığına ve birliğine şehadet ederler. Öyle de, herşeye muhit olan Arş-ı Âzamın külliyat-ı umurunu idareden, tâ kalbin gayet gizli ve cüz’î hâtırâtını ve arzularını ve dualarını bilmek ve işitmek ve idare etmeye kadar cereyan eden rububiyetinin derece-i haşmetini ve gözümüz önünde hadsiz muhtelif eşyayı birden icad eden, hiçbir fiil bir fiile, bir iş bir işe mâni olmadan, en büyük bir şeyi en küçük bir sinek gibi kolayca yapan kudretinin derece-i azametini, icmâ ile, ittifak ile ilân ve ihbar ve ispat ediyorlar.

Hem nasıl ki, bu kâinatı, zîruha, hususan insana mükemmel bir saray hükmüne getiren ve Cenneti ve saadet-i ebediyeyi cin ve inse ihzar eden ve en küçük bir zîhayatı unutmayan ve en âciz bir kalbin tatminine ve taltifine çalışan rahmetinin hadsiz genişliğini ve zerrattan tâ seyyarata kadar bütün envâ-ı mahlûkatı emirlerine itaat ettiren ve teshir ve tavzif eden hâkimiyetinin nihayetsiz vüs’atini haber vererek, mu’cizat ve hüccetleriyle ispat ederler.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz, zayıf
Arş-ı Âzam : Cenâb-ı Hakkın büyüklük ve yüceliğinin tecelli ettiği yer
âyet-i tevhidiye-i kàtıa : Allah’ın birliğini bildiren âyet
cereyan etmek : meydana gelmek
cin ve ins : cinler ve insanlar
cüz’î : ferdî, küçük
delâlet : delil olma, işaret etme
derece-i azamet : büyüklük derecesi
derece-i haşmet : heybet ve görkemin derecesi
ecza : cüzler, parçalar
ehadiyet : Allah’ın her bir varlıkta görünen birlik tecellisi
envâ-ı mahlûkat : bütün yaratılmış varlık türleri
esmâ : isimler
hadsiz : sayısız, sınırsız
hakikat : asıl, esas
hakikat-i aliye : yüksek, yüce gerçek ve doğru
hâkimiyet : egemenlik, hükümranlık
hakkaniyet : doğruluk, gerçekçilik
hâtırat : hâtıralar, anılar
hususan : özellikle
hüccet : kesin delil
hülâsatü’l-hülâsa : Yedinci Şuâ olan Âyetü’l-Kübrâ Risalesinin özetinin özeti mahiyetinde, Arapça olarak yazılan tefekkürî bir eser
icad etmek : yaratmak, var etmek
icmâ : fikir birliği
ihbar : haber verme
ihzar etmek : hazırlamak
istinad etmek : dayanmak
ittifak : birleşme, fikir birliği
kerâmât : kerametler, Allah’ın bir ikramı olarak veli kullarında görülen olağanüstü hal ve hareketler
kitab-ı kebîr : büyük kitap, kâinat
kudret : Allah’ın güç, kuvvet ve iktidarı
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, mukaddes
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan : ifade ve açıklamalarıyla mu’cize olan Kur’ân
külliyat-ı umur : işlerin tamamı, bütünü
mâni olmak : engel olmak
mesâil-i imâniye : imanî meseleler
mesele-i kudsiyesi : kutsal mesele
mu’cizât : mu’cizeler
mu’cizat-ı bâhire : ap açık mu’cizeler
Muhbir-i Sadık : doğru sözlü haber verici olan Peygamber Efendimiz (a.s.m.)
muhit : her şeyi kuşatan, kapsayan
muhtelif : çeşit çeşit
mukaddes : kutsal
nihayetsiz : sınırsız, sonsuz
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
risale : mektup, küçük çaplı kitap
rububiyet : Allah’ın bütün varlık âlemini kuşatan egemenliği, yaratıcılığı, idaresi ve terbiyesi
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
seyyarat : gezegenler
sıfât : nitelikler, özellikler
şehadet etmek : şahitlik etmek
taltif : iyilik ve güzellikle muamele etme
tavzif etmek : görevlendirmek
teshir : emir altında tutma
vahdet : birlik
vücub-u vücud : varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir sebebe ihtiyacının olmaması
vüs’at : genişlik
zerrat : zerreler, atomlar
zîhayat : canlı, hayat sahibi
zîruh : ruh sahibi
Yükleniyor...