Mutaassıplara hücum eden Avrupa’nın kâselisleri, her biri yüz mutaassıp kadar meslek-i sakîminde mutaassıptır. Bunlardan birisi Shakespeare medhinde ettiği ifratı, şayet bir hoca o ifratı Şeyh Geylânî medhinde etseydi, tekfir olunacaktı.

Heyhat! Bunların neresinde millete muhabbet ve millet için hamiyet?

Esefâ! Heyet-i içtimaiyeyi faaliyet ve harekete götüren çok ukde-i hayatiyelerden, bizde inkişafa başlayan yalnız fikr-i edebiyat, bahusus şâirâne, müfritâne, edepşikenâne, hodpesendâne olan fikr-i hiciv ve arzu-yu tahkirdir. 1 وَلاَ يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا te’dib-i hakikîye karşı edepsizliktir ki, birbirine saldırıyor. Fakat millete ve İslâmiyete karşı olan târizat-ı zımniyelerini o kâselislerin yüzlerine çarpmakla beraber, onlar birbirine karşı dinsizcesine hiciv ve terzilleri ise, kimbilir belki müstehaktırlar düşünüp, deyip geçmekle iktifa ederiz.

Ben zannederim ki, bu milletin perişaniyetine, fazla cehaletten ziyade, nur-u kalb ile müterafık olmayan fazla zekâvet-i betrâ tesir etmiştir. Bence en müthiş maraz asabîliktir. Zira herşeyi haddinden geçirmekle aksülâmel yaptırır.

Ey birader! Âlem-i Hıristiyanın rüçhanına sebebiyet veren ihtiyarlaşmış olan esbaba tekabül edecek, genç, dinç esbab bizde inkişafa başlamıştır. Başka kitapta tafsil etmişim. Bir hikâye: HAŞİYE

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : Bu kitabın birinci tab'ından yedi sene geçmiştir. Demek, on sene evvel, yani Rum 1326(1910) senesinde.
1 : “Birbirinizi gıybet etmeyin (arkadan çekiştirmeyin)!” Hucurât Sûresi, 49:12.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aksülâmel : ters tepki, reaksiyon
Âlem-i Hıristiyan : Hıristiyan dünyası
arzu-yu tahkir : başkalarını aşağılama arzusu
asabîlik : sinirli ve öfkeli oluş
bahusus : özellikle
birader : kardeş
cehalet : cahillik, bilgisiz ve eğitimsiz olma
edepşikenâne : edep kırıcı olarak
esbab : sebepler
esefâ : eyvah, yazık!
fikr-i edebiyat : edebiyat düşüncesi
fikr-i hiciv : eleştiri düşüncesi
haddinden geçirme : sınırı aştırma, aşırıya götürme
hamiyet : aile, hak, hukuk, din, vatan gibi değerleri koruma duygusu ve gayreti
hareket-i ahmakâne ve câniyane : aptalca ve cânice yapılan hareket
heyet-i içtimaiye : sosyal yapı
heyhat : yazık, çok yazık
hiciv : eleştiri
hodpesendâne : kendini beğenerek, mağrur bir şekilde
hürmet : saygı
ifrat : birşeye aşırı istekli olma, dengesizce ileri gitme
iktifa etme : yetinme
illâ : sadece ve sadece
inkişaf : ortaya çıkma, kendisini gösterme
inkişafa başlama : kendisini göstermeye, açığa çıkmaya başlama
kâselis : çanak yalayıcı, dalkavuk
maraz : hastalık, illet
medih : övgü, şükür
merhamet : acıma, şefkat
meslek-i sakîm : hasta meslek, hastalıklı yol
muhabbet : sevme
mutaassıp : tutucu, inanç veya geleneklerine aşırı derecede bağlı
müfritâne : aşırı seviyede ileri giderek
müstehak : hak etmiş, lâyık
müterafık : yan yana bulunma, yakın olma
netice-i zaruriye : zorunlu sonuç
nur-u kalb : kalp nuru
perişaniyet : dağınıklık, karışıklık, bozukluk
rüçhan : üstünlük, galebe
şâirâne : şairce
tab’ : (kitap vs. için) baskı
tafsil etme : ayrıntılı olarak açıklama, dile getirme
târizat-ı zımniye : üstü kapalı ve dolaylı ifadelerle saldırma, tenkit etme
te’dib-i hakikî : gerçek mahiyette edep ve terbiye verme
tekabül edecek : karşılığı olacak, yerini tutacak
tekfir olunma : küfürle ve kâfirlikle suçlanma
terzil : bir takım kötü eleştiriler yönelterek alçaltma gayreti; rezil etme
ukde-i hayatiye : hayat düğümü, çekirdeği
zekâvet-i betrâ : çok aşırı zekâ; faydası olmayan zekâ
ziyade : fazla
Yükleniyor...