Risale-i Nur’un zuhuru

Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin Şarkî Anadolu’da dünyaya gelişinden itibaren geçirdiği hayat safhalarını buraya kadar birer birer gördük, temaşa ettik. Şimdi, geçen kırk-elli senelik hayatının neticesi ve meyvesi hükmünde, tarihin pek ender kaydettiği cihan vüs’atindeki muazzam bir dâvâya giriyoruz. Bütün maddî ve mânevî zulmetleri izale edip âlemi nuruyla ziyalandıracak olan Risale i Nur meydana çıkıyor; dünya ilim ve irfan sahasına Türkiye’den bir güneş doğuyor!
• • •

Bediüzzaman Hazretlerinin vilâyât-ı şarkiyeden Garbî Anadolu’ya nefyedilmesi, Risale-i Nur’un zuhuru, telif ve neşri

Van’da, mezkûr mağarada yaşamakta iken, şarkta ihtilâl ve isyan hareketleri oluyor. “Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir” diyerek yardım isteyen bir zatın mektubuna, “Türk milleti asırlardan beri İslâmiyete hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez. Siz de çekmeyiniz; teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir” diye cevap gönderiyor. Fakat yine, hükûmet, Bediüzzaman’ı Garbî Anadolu’ya nefyediyor.

Van’da mağaradan çıkarılıp Anadolu’ya hareket etmek üzere jandarmalarla sevk edilirken, yollara dökülüp “Aman, efendi hazretleri, bizi bırakıp gitme. Müsaade buyur, sizi göndermeyelim. Arzu ederseniz Arabistan’a götürelim” diye yalvaran silâhlı gruplara, ahaliye ve ileri gelen zatlara, “Ben Anadolu’ya gideceğim, onları istiyorum” diyerek, hepsini teskin ediyor. Evvelâ Burdur vilâyetine askerî muhafızlarla nefyediliyor. Burdur’da zulüm ve tarassutlar altında işkenceli bir esaret hayatı geçiriyor. Fakat asla boş durmuyor; on üç ders olan Nurun İlk Kapısı kitabındaki hakikatları bir kısım ehl-i imana ders verip, gizli olarak kitap haline getiriyor. Bu hikmet cevherlerinin kıymetini takdir eden müştak ehl-i iman, el yazılarıyla bu kitabı çoğaltıyorlar.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İlk Hayatı / Sonraki Risale: Eskişehir Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahali : halk
asır : yüzyıl
cihan : dünya
dâvâ : iddia, iddia edilen konu
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler
esaret : esirlik, tutsaklık
Garbî Anadolu : Batı Anadolu
hakikat : gerçek, esas
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
hikmet : ilim, yüksek bilgi
hükûmet : yönetim, idare, devletin icra mekanizması
ihtilâl : ayaklanma, karışıklık
irfan : bilgi, kültür, doğru sezgi
irşad : doğru yolu gösterme, uyarma
izale etme : giderme, ortadan kaldırma
mezkûr : adı geçen, sözü edilen
muazzam : çok büyük
muhafız : koruma
müştak : arzulu, çok istekli
nefy : sürgün
neşir : yayınlama
Nurun İlk Kapısı : Risale-i Nur Külliyatı’nda Mesnevî-i Nuriye’ye dahil olan ve aynı zamanda müstakil olarak da basılan bir eser
nüfuz : etki, sözü geçme, itibar
safha : devre
Şark : doğu
Şarkî Anadolu : Doğu Anadolu
tarassut : gözetleme, gözetim
telif : kaleme alma, yazma
temaşa etme : seyretme, gözlemleme
tenvir : aydınlatma
teskin etme : sakinleştirme
vilâyât-ı şarkiye : doğu illeri
vilâyet : il
vüs’at : genişlik
ziyalandırma : aydınlatma, ışıklandırma
zuhur : ortaya çıkma, meydana gelme
zulmet : karanlık
Yükleniyor...