Evet, Türk milletini ve bu vatan ahalisini ve âlem-i İslâmı ebede kadar şerefle yaşatacak ve mâzide olduğu gibi istikbalde de tarihin altın sahifelerine, Kur’ân ve İslâmiyet hizmetinde âlem-i İslamın pişdarı ve namdar kumandanı olarak kaydettirecek medar-ı iftiharı Risale-i Nur’dur. Büyük bir vüs’at ve külliyeti taşıyan ve Anadolu’da ve İslâm âleminde zuhur edip her tarafta hüsn-ü kabule ve tesire mazhariyetle gittikçe inkişaf ve intişar eden bu eser, Kur’ân’ın malıdır, âlem-i İslâmın ve ehl-i imanın malıdır ve bu vatan ahalisinin İslâmî bir medar-ı iftiharıdır. Bu memlekette hükmeden bir hükûmetin nokta-i istinadı, hem aynı zamanda bütün dünyaya duyuracağı muazzam hakikatler manzumesidir ki, inşaallah bir zaman gelip radyoyla bütün âlemlere ders verilecek ve ilân edilecektir.

Evet, dünya ilim ve irfan sahasına Türkiye’den bir güneş doğmuştur. Bu yeni doğan güneş, bin üç yüz yıl evvel âlem-i beşeriyete doğmuş olan güneşin bir in’ikâsıdır ve o mânevî güneşin her asırda parlayan lem’alarından birisidir ve beklenilen son mu’cize-i mânevîsidir. Yalnız mâneviyat sahasında değil, zahiren ve maddeten dahi tesirini göstermiştir.

Evet, Risale-i Nur, bütün dünya milletlerinin hayatlarını muhafaza ve müdafaa için sarıldıkları ve güvendikleri atom ve emsâli bomba ve silâhlarının fevkinde muazzam bir tesire sahiptir. Bunun böyle olduğunu, bir parça ilim ve basiret nazarıyla Nur Risalelerine bakanlar ve Risale-i Nur Müellifi Bediüzzaman Said Nursî’nin otuz seneden beri Anadolu’daki hizmet-i imaniyelerine dikkat edenler görür, anlar ve tasdik ederler. Hakikate nüfuz eden zatlar için, Risale-i Nur’un tulûundan bugüne kadar geçen zaman içerisindeki yapılan hizmetin neticeleri nihayet derecede muhteşem ve muazzamdır, milyarlar takdir ve tebrike lâyıktır.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İlk Hayatı / Sonraki Risale: Eskişehir Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahali : halk
âlem-i beşeriyet : insanlık âlemi
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
asır : yüzyıl
basiret : derin ve ince hakikatleri görebilme özelliği
dalâlet : doğru yoldan sapma, sapkınlık
ebed : sonu olmayan, sonsuz
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler
emsâl : benzer
fevkinde : üstünde
hakikat : gerçek, esas
hizmet-i imaniye : iman hizmeti
hüsn-ü kabul : iyi karşılanma; en güzel şekilde kabul görme
iman-ı tahkîki : inandığı şeylerin aslını, esasını bilerek inanma; sağlam ve sarsılmaz iman
in’ikâs : yansıma, aksetme
inkişaf : açığa çıkma, gelişme
inşaallah : Allah izin verirse
intişar : yayılma
irfan : bilgi, kültür
istikbal : gelecek
külliyet : bütünlük, geniş kapsamlı oluş
lem’a : parıltı
maddeten : maddî yönden
mâneviyat : mânevi özellikleri bulunan unsurlar
manzume : tertipli ve sistemli bir şekilde ortaya konulan eser
mazhariyet : bir nimete erişme, kavuşma
mâzi : geçmiş
medar-ı iftihar : övünç kaynağı
mu’cize-i mânevî : mânevî mu’cize
muazzam : çok büyük
muhafaza : koruma
mukabele : karşılık verme
müdafaa : mahkeme huzurunda yapılan savunma
müellif : telif eden, yazan
namdar : şan ve şöhret sahibi
nazarıyla : bakışıyla, görüşüyle
neşretmek : yaymak
nihayet : sonsuz
nokta-i istinad : dayanak noktası
nüfuz : etki etme, geçme, derinlere işleme
pişdar : öncü
sefahet : yasak zevk ve eğlencelere düşkünlük, beyinsizce davranış
tasdik : doğrulama, kabul etme
tulû : doğma, doğuş
vüs’at : genişlik
zahiren : görünürde
zuhur : görünme, ortaya çıkma
Yükleniyor...