Evet, Risale-i Nur, iman-ı tahkikîyi bu vatanda neşretmekle imanı kuvvetlendirip, bu memleketteki dinsizlik ve imansızlık, dalâlet ve sefahete karşı mukabele ve müspet bir tarzda mücadele ederek bunları mağlûp etmiştir. Büyük ve küllî ve umumî mücahede-i diniyesinde muzaffer olmuştur. Taife-i mücahidîn olan Nur talebeleri, âzamî sadakat ve ittihaddan neşet eden azîm, mânevî, makbul bir sırla rahmet-i İlâhiyenin celbine ve teveccühüne vesile olmuştur. Bu ihlâstaife-i mücahidîn, küçük bir çekirdek gibi dar bir dairede iken, o çekirdekte âlemi istilâ edecek bir şecere-i tubanın mahiyeti bulunduğu misillü, on dördüncü asr-ı Muhammedîde (aleyhissalâtü vesselâm) Kur’ân’dan çıkan Risale-i Nur’un Anadolu’da tulû ve intişar etmesiyle, neticede neşvünema ederek âlem-i İslâm ve insaniyete kadar genişlemiş ve daha da genişleyecektir.

İşte, Risale-i Nur, hem fevkalâde ihlâsı ve hem yalnız tevhid ve iman akidelerinin hizmetini esas-ı meslek ittihaz ederek bir kudsiyet kazanması ve mahiyetinde bütün hakaik-i Kur’âniye ve İslâmiye mevcut bulunarak her tarafı kaplayacak bir nur-u hakikat olması dolayısıyla, rahmet-i İlâhiye cânibinde, bu millet-i İslâmiyeyi, maddî-mânevî felâket ve helâket tehlikelerinden, bir sedd-i Kur’ânî ve nûr-u imanî olarak muhafazaya vesile olmuştur.

Risale-i Nur, iman ve Kur’ân muhaliflerine karşı mücadelesinde cebir ve münazaa yolunu değil, ikna ve ispat yolunu ihtiyar etmiştir.

Risale-i Nur, yüz otuz risalelerinde, doğrudan doğruya hakikatin berrak veçhesini bütün vuzuh ve çıplaklığıyla göstermiştir. Din-i hak olan İslâmiyeti ve âlem-i insaniyetin hidayet güneşi olan Kur’ân’ın mu’cizeliğini bütün dünya efkârı muvacehesinde ve bütün fikir ve felsefe sahasında cerh edilmez kat’î delillerle göstermiştir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İlk Hayatı / Sonraki Risale: Eskişehir Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

akide : inanç
âlem-i insaniyet : insanlık âlemi
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
aleyhissalatü vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
asr-ı Muhammedî : Hz. Muhammed’e (a.s.m.) ait asır
âzamî : en büyük, en üst seviyede
azîm : büyük, yüce
cânibinde : yönünde, tarafında
cebir : zorlama
celb : çekme
cerh edilmez : çürütülmez
din-i hak : hak din
efkâr : fikirler, düşünceler
esas-ı meslek : bir meslek ve metodun üzerine bina edildiği temel
fevkalâde : olağanüstü
hakaik-i Kur’âniye ve İslâmiye : İslâm ve Kur’ân hakikatleri, esasları
hakikat : gerçek, doğru
helâket : mahvolma, yok oluş
hidayet güneşi : bütün hak ve hakikatleri güneş gibi ortaya çıkaran, insanlara iman yolunu gösteren Kur’ân
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
ihtiyar : seçme, tercih etme
insaniyet : insanlık
intişar : yayılma
istilâ : kuşatma
ittihad : birleşme, birlik
ittihaz : edinme, kabul etme
kat’î : kesin
kudsiyet : kutsallık
küllî : büyük, geniş, kapsamlı
mağlup etme : yenme, galip gelme
mahiyet : temel yapı ve özellik
makbul : kabul gören, geçerli
millet-i İslâmiye : İslâm milleti, Müslümanlar
misillü : gibi
mu’cizelik : başkaları tarafından bir benzerinin yapılamaması, olağanüstülük
muhafaza : koruma
muhalif : karşıt
muvâcehe : karşı karşıya, yüz yüze geliş
muzaffer : zafer kazanmış, galip
mücahede-i diniye : İslâm dininin esaslarını koruma ve savunmaya yönelik cihat ve mücadele
münazaa : ağız kavgası, çekişme
müspet : olumlu, uygun
neş’et eden : doğan, meydana gelen
neşvünema : büyüyüp gelişme
nur-u hakikat : hakikat nuru, ışığı
nûr-u imanî : imana ait nur
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın herşeyi kuşatan sonsuz rahmeti
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sadâkat : bağlılık, doğruluk
sedd-i Kur’ânî : Kur’ân hakikatlerinden hareketle kurulan ve inançsızlık saldırılarına karşı engel teşkil eden set
şecere-i tûbâ : Cennetteki tûba ağacı
taife-i mücahidîn : mücahitler, din uğrunda mücadele eden topluluk
teveccüh : ilgi, yönelme
tevhid : birleme, her şeyi bir olan Allah’a verme
tulû : doğma, doğuş
umumî : genel, herkese ait
veçhe : yüz
vuzuh : açıklık
Yükleniyor...