En başta Bediüzzaman Hazretlerinin dualarına dahil olmakla beraber, Nur talebeleri mabeynindeki şirket-i mâneviye sırrıyla defter-i hasenatlarına hayırlar kaydedilmektedir. Risale-i Nur’a samimî alâkaları, o fedakâr hanımları, milyonlarca Nur talebelerinin dualarına nail etmektedir. Risale-i Nur’ları okuyup okutmakla büyük mânevî kazançlara, yüksek derecelere erişmektedirler. İnşaallah, ekserî hanımların böyle olmasını, rahmet-i İlâhîden kuvvetle itikad ve ümit ve niyaz ediyoruz.

Basiretli Nur nâşirleri, otuz beş sene evvel Risale-i Nur’daki yüksek hakikatleri görmüş, o kudsî dersleri almış ve o zamandan beri ihlâs ve sadakatla gizli din düşmanlarına göğüs germiştir. Nur kahramanlarının haneleri müteaddit defalar arandığı ve kendileri defalarca hapislere atılarak orada şiddetli azaplar ve sıkıntılar çektirildiği halde, elmas kalemleriyle Risale-i Nur’un bu kadar senedir nâşirliğini yapmışlardır. İstedikleri takdirde dünya nimetleri kendilerine yâr olduğu halde, her türlü şahsî, dünyevî rütbelerden, varlıklardan feragatle, ömürlerini Risale-i Nur’un hizmetine vakfetmişlerdir.

“Acaba, Risale-i Nur şakirtlerindeki bu cehd ve kuvvetin, bu feragat ve fedakârlığın ve bu derece sebat ve sadakatın sebebi nedir?” diye bir sual sorulursa, bu sualin cevabı muhakkak ki şu olacaktır: Risale-i Nur’daki cerh edilmez yüksek hakikatler, iman hizmetinin yalnız ve yalnız rızâ-yı İlâhî için yapılması ve Bediüzzaman Hazretlerinin âzamî ihlâsıdır.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Barla’da sekiz sene kadar kalmıştır. Ekserî zamanlarını kırlarda, bağ ve bahçelerde geçiriyordu. İki-üç saat kadar uzaklıktaki tenha dağlara veya bağlara çekilir, Nur Risalelerini telif eder; bir taraftan da telif ettiği risaleler Isparta ve havâlisinde el yazısıyla istinsah edilip kendisine gönderildiğinde bunları tashih ederdi. Birgün içinde hem tashihat yapar, hem gidip gelme dört-beş saat süren yerlere yaya olarak gider, hem aynı günün üç-dört saatini telifata hasreder ve hem de çok zaman yemeğini kendisi hazırlardı. O zamanlarda kırk yerde, risaleler, Risale-i Nur’a müştak ilk talebeler tarafından el yazısıyla çoğaltılıyordu.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İlk Hayatı / Sonraki Risale: Eskişehir Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âzamî : en büyük, en fazla
basiretli : ileri görüşlü, kalp gözüyle hakikatleri gören ve gözlemleyebilen
cehd : gayret, azim
cerh edilmez : çürütülmez
defter-i hasenat : sevap ve iyiliklerin yazıldığı manevî defter
dünyevî : dünya hayatıyla bağlantılı
ekserî : çoğunluk
feragat : şahsî haklarını başkaları uğruna bağışlama, hakkından isteyerek vazgeçme
hakikat : gerçek, doğru
hane : ev
hasretmek : yöneltmek, özgü kılmak
havâli : civar, etraf
hayır : iyilik, sevap
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
inşaallah : Allah izin verirse
istinsah : nüshasını çıkarma, çoğaltma
itikad : inanma
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, mukaddes
mabeyn : ara
muhakkak : mutlaka, kesin
müştak : çok arzulu ve istekli
müteaddit : bir çok, çeşitli
nail etme : eriştirme, sahip kılma
nâşir : neşreden, yazıp yayan
niyaz : dua etme, yalvarıp yakarma
rahmet-i İlâhî : Allah’ın rahmeti, şefkat ve merhameti
rızâ-yı İlâhî : Allah’ın razı ve hoşnut olması
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sadâkat : bağlılık, doğruluk
samimî : içten bir şekilde
sebat : kararlılık, sabit olma
sual : soru
şakirt : talebe, öğrenci
şirket-i mâneviye : mânevî şirket; sevap ve Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik olarak kurulan manevî hizmet ortaklığı
tashih : düzeltme
tashihat : düzeltmeler
telif etme : yazma, kaleme alma
telifat : yazma işlemleri
vakfetmek : bağışlamak, kendini adamak
yâr : dost, sevgili
Yükleniyor...