Evet, Nur Talebeleri, Ümmet-i Muhammediyeyi sahil-i selâmete çıkaran bir sefine-i Rabbaniyenin hademeleri olduklarına inanmışlardır. Hayatta en büyük gayeleri, Kur’ân ve imana hizmet ederek, ümmet-i Muhammedin refah ve saadet içinde yaşamasına vesile olmaktır. Risale-i Nur’un el yazısıyla neşri senelerinde, evlerinden yedi-sekiz sene çıkmadan Risale-i Nur’u yazıp neşredenler olmuştur. O zamanlar, Isparta havâlisinde, erkek, kadın, genç ve ihtiyarlardan binlerce Nur talebesi, hattâ Nur dershanesi olan Sav Köyü bin kalemle, senelerce Nur Risalelerini yazıp çoğaltıyorlardı. Risale-i Nur, telifinden yirmi sene sonra, teksir makinesiyle neşredilmiş ve otuz beş sene sonra da matbaalarda basılmaya başlanmıştır. İnşaallah, bir zaman gelecek, Risale-i Nur Külliyatı altınla yazılacak ve radyo diliyle muhtelif lisanlarda okunacak ve zemin yüzünü geniş bir dershane-i Nuriyeye çevirecektir.

Risale-i Nur’un neşrinde, mübarek hanımlar da ehemmiyetli fedakârlıklara mazhar olmuşlardır. Hattâ, Hazret-i Üstada gelip, “Üstadım! Ben, efendimin göreceği dünyevî işleri de yapmaya çalışacağım; o senindir, Risale-i Nur’undur” diyen ve erkeklerinin Risale-i Nur hizmetinde çalışmalarına daha fazla imkânlar veren kahraman hanımlar görülmüştür. Risale-i Nur’u yazan efendilerine geceleri lâmba tutarak, onların din, iman hizmetlerine canla başla iştirak etmişlerdir. Risale-i Nur’u, hanımlar, kızlar elleriyle yazmışlar, göz nurları dökmüşler, mübarek kâtibeler olarak imana hizmet etmişlerdir. Hattâ öyle Nur talebesi hanımlar vardır ki, kendilerini son nefeste iman nuruyla hüsn-ü hâtimeye nail edecek Nur Risalelerini hararetle okumuşlar ve diğer din kardeşleri olan hanımlara da okuyup tanıtmışlar; Nurları hanımlar içinde neşrederek, çok hanımların Kur’ân ve iman nurlarıyla nurlanmalarına vesile olup kahramanca hizmette bulunmuşlardır. Risale-i Nur’u okuyup okutmakla iman mertebelerinde terakki edip âdetâ birer mürşid mertebesine yükselmişlerdir. Hanımlar, sırf Allah rızasını tahsil için, safvet ve ihlâsla, Risale-i Nur’daki parlak ve çok feyizli Kur’ân nurlarına bağlanmış ve kalblerinde sönmez bir muhabbet ve sevgi besleyerek dünya ve âhirette bahtiyar olacak bir vaziyete kavuşmuşlardır. Risale-i Nur’un kıymet ve büyüklüğü, temiz kalblerine o kadar yerleşmiş ki, onu beraberce okuyup dinledikçe, içleri nurlarla, feyizlerle dolup taşmış, nuranî gözyaşları dökerek cûş u hurûşa gelmişlerdir. Ne bahtiyardır o hanımlar ki, Risale-i Nur’un bu mukaddes imanî hizmetinde çalıştıkları için, onlar daima hayırla yâd edilecek, âhiretlerine nurlar gönderilecek, kabirleri Cennet-misâl pürnur olacak ve âhirette de en yüksek mertebelere ulaşacaklardır, inşaallah.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İlk Hayatı / Sonraki Risale: Eskişehir Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bahtiyar : talihli, mutlu
Cennet-misâl : Cennet gibi
cûş u huruşa gelme : neşe ve sevinç dolu bir şekilde heyecanlanma
dershane-i Nuriye : Risale-i Nur’daki iman hakikatlerinin okunduğu ve anlatıldığı mekân
feyiz : mânevî gıda, bereket
havâli : civar, etraf
hayır : iyilik, sevap
Hazret-i Üstad : Bediüzzaman Said Nursî
hüsn-ü hâtime : güzel son, imanlı bir şekilde ölme
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
inşaallah : Allah izin verirse
iştirak : ortak olma, katılma
kâtibe : yazan hanım
lisan : dil
mazhar olma : erişme, sahip olma
muhabbet : sevgi
muhtelif : çeşitli, farklı
mukaddes : her türlü çirkinlikten ve eksiklikten arınmış, kutsal
mübarek : hayırlı, uğurlu
mürşid : irşad edici, doğru yolu gösteren
neşr : yayılma
nuranî : nurlu, etrafa nur saçan
pürnur olma : nurlanma, aydınlanma
saadet : mutluluk
safvet : safilik, arılık, berraklık
tahsil etme : elde etme, kazanma
teksir : çoğaltma
telif : yazma, kaleme alma
terakki : ilerleme, yükselme
ümmet-i Muhammed : Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (a.s.m.) inanıp onun yolundan giden Müslümanlar
vaziyet : durum
yâd edilme : anılma, hatırlanma
zemin : yer
Yükleniyor...