İslâm dinindeki bu büyük hakikati derk eden münevverler, elbette, hak dininin hizmetini büyük bir saadetle deruhte edecekler, hakikati arayan, fakat bulamayan insanlığa da neşre çalışacaklar. Evet, talebe, profesör, meb’us, kim olursa olsun, mes’uliyet dairesi olanlar, muhitini tenvir ile mükelleftir. Bir vilâyet, hattâ bir memleketin, saadet ve selâmeti, tenvir ve irşadıyla mükellef olanlar, elbette çok daha ziyade müteyakkız davranmak mecburiyetindedirler. Said Nursî, Risale-i Nur’la bu millete en büyük hizmeti, iyiliği yapmıştır. Mukabilinde, şahsı için bir teşekkür dahi istemiyor. Gerçi şahsına tevcih edilen yüksek medih ve tavsifatı hâvi mektuplar var. Bunları, okuyucuların Nurlardan istifadelerine bir alâmet olduğu cihetle, Risale-i Nur hesabına kabul etmiş. Hakikatte Said Nursî’nin bu milletten, gençlikten istediği, iman ile, dünyevî ve uhrevî saadeti kazanmalarıdır. Bunun için, Kur’ân’ın bu zamana ait dersi olan Risale-i Nur’u esas tutup her yerde, her dairede neşrini, iman hakikatlerinin öğrenilmesini istemektedir. Kendisi defalarca bu millet ve memleket aleyhindeki cereyanlara karşı yegâne çarenin Risale-i Nur olduğunu ihtar etmekte ve müjdelemektedir.

Üstadın rıza-yı İlâhîye matuf hizmet, hareket ve faaliyetlerini başka maksat ve gayelere yorumlamak isteyenler, ancak basiretsizliklerini ilân ediyorlar.

İnsanın yüksek mahiyet ve ruhunun istediği hakikî saadet, ancak Kur’ân’ın gösterdiği yolda ve rıza-yı İlâhinin parıldadığı ufuktadır. Bediüzzaman, Risale-i Nur’la insanlığa bu yolu ve bu ufku göstermekte, sırat-ı müstakîm ashabının nurlu kafilesine iltihak etmenin insan için elzem olduğunu duyurmakta ve ispat etmektedir.

İşte biz, âcizâne hazırladığımız bu eserle, bu hakikate bir nebze hizmet etmek istedik. İstikbalin münevver bahtiyarlarına bir me’haz olarak bu eseri neşrediyoruz. Daha derin ve geniş bir tarihçe hazırlanması dileğimizdir.
Hazırlayanlar
وَمِنَ اللّٰهِ التَّوْفِيقِ 1
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Muvaffakiyet ve başarı Allah’tandır.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Önsöz / Sonraki Risale: İlk Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâmet : işaret, belirti, iz
aleyhinde : karşısında, karşıt olarak
ashab : aynı noktada birleşen ve buluşan dostlar, yakınlar
bahtiyarlık : büyük talih ve kısmet sahibi olma, mutluluk
basiretsizlik : yaşanan hadiselerin ardındaki gerçekleri görememe
cereyan : hareket, akım
cihet : yön, taraf
derk etme : anlama, kavrama
deruhte etme : bir işi üstlenme, yerine getirme
dünyevî ve uhrevî : dünya ve âhiretle bağlantılı
ebedî : sonsuz, sonu olmayan
elzem : çok lüzumlu
esas tutma : temel olarak kabul etme
hak : doğru, gerçek
hakikat : gerçek, doğru
hakikî : asıl, gerçek
hâvi : ihtiva eden, içine alan
ihtar etme : hatırlatma, uyarma
iltihak etme : katılma
irşad : doğru yolu gösterme
kafile : grup, topluluk
mahiyet : asıl nitelik, özellik
mâtuf : ait olan
meb’us : milletvekili
mecburiyet : zorunluluk
medih : övgü, şükür
me’haz : kaynak
muhit : çevre, etraf
mukabilinde : karşılığında
mükellef : yükümlü
münevver : aydın; iman nuruyla aydınlanmış olan
müteyakkız : uyanık, dikkatli
neşir : yayma, insanlara ulaştırma
rıza-yı İlâhî : Allah’ın rızası; hoşnud ve razı olması
saadet : mutluluk
selâmet : esenlik, güvenlik
sırat-ı müstakim : insanları hakikate, Allah’ın istediği hedefe götüren yol; İslâmiyet
talebe : öğrenci
tavsifat : belirli vasıf ve sıfatlarla anma
tenvir : nurlandırma, aydınlatma, parlatma
tevcih etme : yöneltme
vilâyet : il
yegâne : tek
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...