Birkaç gün sonra Mardin’e gelir. Mardin uleması muarazaya kalkışırlarsa da muvaffak olamazlar; evlâtları yaşında olan genç Said’de harika bir şekildeki ilmî kudreti görünce kendilerine üstad kabul ederler.

Bu esnada, Mardin’e gelen iki talebeye tesadüf etti. Bunlardan birisi, Cemâleddin-i Efganîye mensup olup, diğeri tarikat-i Sünûsiyeden idi. Bunlar vasıtasıyla hem Cemâleddin-i Efganînin mesleğine, hem de tarik-i Sünûsiye âşinâlık peyda etti.

Molla Said çok genç yaşta iken siyasî hayata atılır, vatan ve millete hizmete başlar. İlk hayat-ı siyasiyesi Mardin’de başlamıştır. Bunun üzerine bir mutasarrıfın pençe-i kahrıyla, elleri bağlı, muhafız nezaretinde Bitlis’e nefyedildi. Jandarmalarla yolda giderken namaz vakti gelir. Namaz kılmak için, kayıtların açılmasını jandarmalara ihtar eder. Jandarmalar kabul etmeyince, demir kayıtları bir mendil gibi açarak önlerine atar. Jandarmalar bu hali keramet addedip hayretler içinde kalırlar. Teslimiyetle, rica ve istirham ile, “Biz şimdiye kadar muhafızınız idik; bundan sonra hizmetçiniziz” derler. 1

Bitlis’te iken birgün kendilerine Vali ile bir kısım memurların içki içtikleri ihbar olununca, hiddetlenerek, “Bitlis gibi dindar bir memlekette hükûmeti temsil eden bir zatın irtikâp ettiği bu muameleyi kabul edemem” diyerek içki meclisine gider. Evvelâ içki hakkında bir hadis-i şerif okuduktan sonra pek acı sözler söyler. Valinin vurdurmak için işaret etmesi ihtimaline binaen de bir elini rovelverinin bulunduğu yerde tutar. Fakat Vali fevkalâde mütehammil ve hamiyetli bir zat olduğundan, kat’iyen ses çıkarmaz. Oradan ayrılınca Valinin yaveri, Genç Said’e, “Ne yaptınız? Söyledikleriniz, idamınızı muciptir” der.

Genç Said, “İdam hayalime gelmedi; hapis ve nefiy zannederdim. Her ne ise, bir münkeri def etmek için ölürsem ne zararı var?” cevabında bulunur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Birgün Bediüzzaman’a soruldu: “Kaydı nasıl açtın?” Dedi: “Ben de bilmem. Fakat, olsa olsa namazın kerametidir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Giriş / Sonraki Risale: Barla Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

addetme : sayma
âşinalık : tanıma, yakınlık
binaen : -dayanarak
demir kayıt : kelepçe
evlât : çocuk
fevkalâde : olağanüstü
Genç Said : Bediüzzaman Said Nursî
hadîs-i şerif : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
hamiyetli : dinini, milletini, ailesini koruma çabasını gösteren
hayat-ı siyasiye : siyasî hayat
hiddetlenme : öfkelenme
hükûmet : idare, yönetim
ihbar olunma : haber verilme
ihtar etme : hatırlatma, ikaz etme
irtikâp etme : kötü iş işleme
istirham : merhamet dileme
kat’iyen : kesin olarak
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü şey
kudret : kapasite, beceri, ehliyet
meslek : takip edilen yol ve yöntem
Molla Said : Bediüzzaman Said Nursî
muamele : uygulama, davranış
muâraza : sözle mücadele, karşı gelme
mucip : gerektiren
muhafız : koruma, bekçi
mutasarrıf : Tanzimat’tan sonra Osmanlı yönetim şeklinde Osmanlı yöneticisine verilen ad
muvaffak olma : başarılı olma
münker : İslâmın reddettiği kötü davranş ve uygulama
mütehammil : tahammül eden
nefiy : sürgün
nefyetmek : sürgüne göndermek
nezaret : gözetim
pençe-i kahr : kahır pencesi; haksız yere uygulanan şiddet
peydâ etme : kazanma, elde etme
rovelver : peşpeşe altı mermi atabilen bir tür tabanca, altıpatlar
tarikat-i Sünûsiye : Sünûsi tarikatı
ulema : âlimler
yaver : yardımcı
Yükleniyor...