Rus polisi: "İslâm parça parça olmuş."
Bediüzzaman: "Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâmın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar." İlâ âhir...

Yahu, şu asilzade evlât, şehadetnamelerini aldıktan sonra, herbiri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemâlâtta temevvüc ettirmekle, kader-i Ezelînin nazarında, feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir.
• • •

Van’a muvasalat ettikten sonra, aşâiri (aşiretleri) dolaşarak içtimaî, medenî, ilmî derslerle onları irşada çalışmıştır. Bu hususta, sual-cevap halinde, Münazarat isimli bir kitap neşretmiştir.

Bediüzzaman’ın bir taraftan ehl-i siyasetle, diğer taraftan halk tabakası ve aşiretlerle muhaveresi, şüphesiz ki gayet merak-âverdir. Bütün bunlar da, bu zatın yegâne azim ve gayesinin İslâmiyet nurunun ve Kur’ân hakikatlerinin dünyaya yayılması olduğu ve kendisinin de bir dellâl-ı Kur’ân vazifesini bütün hayatında ifa ettiği görülmektedir.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Giriş / Sonraki Risale: Barla Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdil : adaletli, her şeye hakkını veren
âfâk-ı kemâlât : mükemmelliklerin ufukları
asilzade : soylu, köklü temiz soya sahip
aşâir : aşîretler; kabileler
azim : kararlılık
dellâl-ı Kur’ân : Kur’ân’daki hakikatleri tüm insanlığa duyurmaya, ilân etmeye çalışan
ehl-i siyaset : siyasetle uğraşanlar, politikacılar
evlât : çocuk
hakikat : gerçek, esas
hikmet-i ezeliye : Allah’ın ezelî hikmeti, her şeyi yerli yerinde ve bir gaye ve faydaya yönelik yapması
içtimaî : sosyal meselelerle ilgili
ifa etme : yerine getirme
İlâ âhir : sonuna kadar
irşad : doğru yolu gösterme
kader-i Ezelî : Allah’ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak her şeyi bilip takdir etmesi
mahdum : evlât, oğul
medenî : medeni gelişmelerle ilgili
mekteb-i harbiye : harp okulu; Harp Akademisi
mekteb-i idadî : ortaöğretim kurumu, lise
mekteb-i mülkiye : siyaset ve yönetim biliminin okutulduğu okul; Siyasal Bilgiler Fakültesi
merak-âver : merak uyandıran
muhavere : karşılıklı konuşma
muvasalat etme : ulaşma
Münazarat : “Karşılıklı ilmî, fikrî tartışmalar” mânâsına gelen üstad Bediüzzaman’ın bir eseri; 1911 yılında Doğu’nun seçkin kimseleriyle İslâm âleminin problemlerini çareleriyle birlikte konuşup yatıştırdığı ve hukuk, adalet, hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramları yorumladığı bir eseri
müstaid : yetenekli, potansiyel kabiliyeti olan
nazar : bakış, dikkat
neşretme : yayınlama
nev-i beşer : insanlık, insanlar
peder : baba
şehadetname : diploma, mezuniyet belgesi
tahsile gitme : eğitim ve öğretim almak için gitme
talim : eğitim
temevvüc ettirme : dalgalandırma
veled : çocuk, evlat
yegâne : tek, bir tane
Yükleniyor...