بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1

Âlem-i İslâm merkezlerindeki mübarek Müslüman kardeşlere; Sizleri, bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Eserleriyle fuhul-i ulemanın ve fuhul-i müfessirînin en yükseği olan Bediüzzaman Hazretlerine, kıymettar ve mübarek bir mücahid âlim tarafından yazılmış olan bir tebriki takdim etmiştik.

Bediüzzaman Hazretlerinin bizlere yazdığı cevabî mektuplarında, o kıymettar, bînazîr Üstad Bediüzzaman Hazretleri, sizleri binlerle tebrik etmiş ve Anadolu’da Kur’ân ve iman kahramanlarının halefleri olan Nurcularla, Arabistan’daki hakikat-i Kur’âniyeye müteveccih İslâmları, iki kardeş olarak hizbül-Kur’ân’ın dairesi içinde çok saflardan iki muvafık ve iki müterafık saf teşkil ettiklerini müjdelemiş.

Ve o mü’min kardeşlerimizin Risale-i Nur’la ciddî alâkalarıyla beraber, bir kısmını Arapçaya tercüme edip neşretmek niyetlerinizden fevkalâde memnun olduklarını ve mübarek İslâm cemaatlerinin Urfa’daki Nur şakirtleriyle ve Nur eczalarıyla himayetkârâne alâkadar olmasını yazmaklığımızı bizlere emretmiş bulunuyorlar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Afyon Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’mâk : derinlikler
alâka : ilgi, bağlantı
alâkadar : alâkalı, ilgili
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
âzâ : azalar, üyeler
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
bînazîr : eşsiz, benzersiz
Birinci Harb-i Umumî : Birinci Dünya Savaşı
cevabî : cevap olarak
desise : hile, aldatma
ecdad : atalar, cedler
ehl-i İslâm : Müslümanlar
emel : arzu, istek
fevkalâde : olağanüstü
fuhul-i müfessirîn : müfessirlerin en ileri gelenleri
fuhul-i ulema : âlimlerin ileri gelenleri, seçkin ilim adamları
hakikat-i Kur’âniye : Kur’ân’ın gerçeği, esas mânâsı
halef : birinin yerine sonradan geçen kimse
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
himayetkârâne : himaye ederek, koruyarak
hizbül-Kur’ân : Kur’ân taraftarları, Kur’ân hizmetkârları
istikbal : gelecek
kavm-i Arab : Arab kavmi, milleti
kıymettar : kıymetli, değerli
küffar : kâfirler, inanmayanlar
mâzi : geçmiş
medar-ı fahir : iftihar vesilesi, övünç kaynağı
mevcudat : varlıklar
millet-i İslâm : İslâm milleti
muhabbet : sevgi
muvaffak olma : başarılı olma
muvafık : uygun, uyumlu
mübarek : hayırlı, bereketli
mücahid : cihad eden, din uğrunda çaba harcayan
müterafık : beraber bulunan, bir arada olan
müteveccih : yönelen, yönelik
necip : soyu temiz, nesli pak olan kimse, asil
neşretme : yayma
nev-i beşer : insanlar, insan türü
nihayet : son, sonunda
Nur eczaları : Risale-i Nur’un bölümleri, kısımları
nûranî : nurlu
ruh u can : ruh ve can; samimiyetle, gönülden
şakirt : talebe, öğrenci
takdim : sunma
teşkil : oluşturma, meydana getirme
Yükleniyor...