Bütün Müslüman dünyası, bu kutbun câzibesinden kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ıssız ve tenha bir köşesinde doğan bu nur, ziyasını Pakistanlılara, Endonezyalara kadar yaymış ve kendisiyle beraber milletimizin de şan ve şerefine hâleler eklemiştir.

Ne yazıktır ki, bağrımızdan fışkırmış, bize şeref kazandırmış, kararmış gönüllerimizi aydınlatmış, dalâlet yoluna sapmış insanları hak yoluna getirmiş olan bu muhteşem ve mübarek insan, bizden hürmet yerine sadece tazyik ve zulüm görmüştür.

Fakat, o bundan ne yılmış, ne de yolunu değiştirmiştir. Bilâkis, o daha iyi biliyor ki mücadelesiz, fedakârlıksız, ıztırapsız hiçbir dâvâ kök tutamaz.

Ne de olsa, ne kadar biz bu güneşin ışığını söndürmek istesek de, onun nuru karanlık gönüllerde birer meşale gibi yanıyor ve bizi aydınlatıyor. Bu, büyük insanın hakkı ve dâvâsının meyvesidir. Ne mutlu kendisine!
Cevat Rifat Atilhan
• • •

Bediüzzaman Said Nur

Güzel Türk vatanının yetiştirip bütün beşeriyete örnek insan olarak hediye ettiği büyük dâhi, büyük mürşid ve muhteşem bir insanın ismidir. Doksan yılı dolduran hayatının her günü birer nur hâlesi, birer fazilet ışığı, bir azim ve iman halkası halinde Türk nesillerinin ruhlarına ve dimağlarına girmiş ve bu nur, senelerle birçok karanlık ruhları aydınlatarak onları doğru, güzel ve ışıklı yollara sevk etmiştir.

İlâhî bir zekânın remzi olan büyük Üstad Said Nur Hazretleri, Allah’ın müstesna bir lütuf ve keremi olan muhteşem dehasını mü’min bir azim ve celâdetle bu aziz milletin hayrı, terakkisi ve yükselişi uğruna harcamış ve onun nuru Türk hudutlarından taşarak komşu memleketlere, Pakistan ve Endonezya’ya kadar yayılmıştır.

Bu nurun ışığı ve insanlara bahşettiği ahlâk ve fazilet şulelerinin tek bir kıymet ve takdir ölçüsünde toplanması mümkün değildir.

Ondaki azim ve irade, ondaki yüksek kanaat ve üstün insan vasfı, hepimiz için örnek teşkil edecek kadar büyüktür.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Afyon Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

azim : çok büyük
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
beşeriyet : insanlık
bilâkis : aksine, tersine
câzibe : çekim, çekim gücü
celâdet : metanet, sağlamlık, dayanıklılık
dâhi : son derece zeki, deha ve hikmet sahibi kimse
dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık
deha : olağanüstü zekâ, akıl
dimağ : beyin, akıl, şuur, zihin
fazilet : güzel ahlâk, üstünlük, erdem
hâle : parlak daire, halka; ayın etrafındaki parlak halka
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
hudut : sınırlar
hürmet : saygı
İlâhî : Allah tarafından olan
kerem : ikram, cömertlik
lütuf : iyilik, bağış
meşale : aydınlatan ışık
mü’min : iman eden, Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inanan
mübarek : hayırlı, bereketli
mürşid : irşad eden, hak ve doğru yolu gösteren kimse
müstesna : seçkin, üstün
remz : sembol, işaret
Said Nur : Bediüzzaman Said Nursî
şule : ışık, parıltı, kıvılcım
tazyik : baskı
terakki : yükselme, ilerleme
teşkil : oluşturma
ziya : ışık
Yükleniyor...