Üstad, Risale-i Nur Küliyatında dinî, içtimaî, ahlâkî, edebî, hukukî, felsefî ve tasavvufî en mühim mevzulara temas etmiş ve hepsinde de harikulâde bir surette muvaffak olmuştur.

İşin asıl hayret veren noktası, birçok ulemanın tehlikeli yollara saptıkları en çetin mevzuları gayet açık bir şekilde ve en kat’î bir surette hallettiği gibi, en girdaplı derinliklerden, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin tuttuğu nurlu yolu takip ederek sâhil-i selâmete çıkmış ve eserlerini okuyanları da öylece çıkarmıştır.

Bu sebeple, Risale-i Nur Külliyatını aziz milletimizin her tabakasına kemal-i emniyet ve samimiyetle takdim etmekle şeref duyuyoruz. Nur Risaleleri, Kur’ân-ı Kerîm'in nur deryasından alınan berrak katreler ve hidayet güneşinden süzülen billûr huzmelerdir. Binaenaleyh, her Müslümana düşen en mukaddes vazife, imanı kurtaracak olan bu nurlu eserlerin yayılmasına çalışmaktır. Zira, tarihte pek çok defalar görülmüştür ki, bir eser nice fertlerin, ailelerin, cemiyetlerin ve sayısız insan kitlelerinin hidayet ve saadetine sebep olmuştur. Ah, ne bahtiyardır o insan ki, bir mü’min kardeşinin imanının kurtulmasına sebep olur!

Üstadın fikrî cephesi:

Malûm ya, her mütefekkirin kendine mahsus bir tefekkür sistemi, fikrî hayatında takip ettiği bir gayesi ve bütün gönlüyle bağlandığı bir ideali vardır. Ve onun tefekkür sisteminden, gaye ve idealinden bahsetmek için uzun mukaddemeler serd edilir. Fakat Bediüzzaman’ın tefekkür sistemi, gaye ve ideali, uzun mukaddemelerle filân yorulmaksızın, bir cümleyle hülâsa edilebilir:..
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Sonraki Risale: Giriş
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli, saygın
bahtiyar : talihli, mutlu
berrak : çok temiz ve pırıl pırıl olan
billûr : kristal; parlak ve ışıltılı
binaenaleyh : bundan dolayı
cemiyet : toplum
cephe : yön
derya : deniz
edebî : edebiyat ile ilgili
Ehl-i Sünnet ve Cemaat : Hz. Muhammed’in sünnetine uyan, onun yolundan giden büyük Müslüman topluluk
felsefî : felsefe ile ilgili
fikrî : düşünce ve fikirle bağlantılı
girdap : suların dönerek çukurlaştığı yer; tehlikeli yer
harikulâde : olağanüstü, şaşırtıcı
haz : zevk, lezzet
hidayet güneşi : tıpkı bir güneş gibi inkarcılık ve küfür karanlıklarını aydınlatan, insanları iman esaslarına ulaştıran vasıta; Kur’an-ı Kerîm
hidayet : doğru ve hak olan yol, İslâmiyet
hukukî : hukukla ilgili
huzme : ışık demeti
hülâsa etme : özetleme
içtimaî : toplumsal, sosyal
irfan : varlıklarda gizli olan hakikatlere tefekkür, keşif ve ilham yoluyla vâkıf olma
kat’î : kesin
katre : damla
kemâlât : mükemmel ve üstün meziyetler, yüksek özellikler
kemal-i emniyet : eksiksiz güven ve esenlik içinde bulunma
lâhza : an
mahsus : özel
malûm : bilinen, belli
mazhar : ayna olma, erişme
mevzu : konu
mukaddeme : giriş, önsöz
mukaddes : her türlü çirkinlikten ve eksiklikten arınmış, kutsal
muvaffak olma : başarma
mü’min : Allah’a inanan
mübarek : manevî yönden çok büyük makamı olan
mühim : önemli
mütefekkir : düşünür, bilgin; insanlığın ve Müslümanların problemlerini ve çârelerini düşünüp çözüm sunan, âlim kişi
saadet : mutluluk; ebedî mutluluğun yaşanacağı Cennet hayatı
sâhil-i selâmet : selâmetli, güvenli sahil; kurtuluşa erme yeri
samimiyet : içtenlik
serd etmek : sözü peş peşe ve güzel bir edâ ile söylemek
suret : biçim, şekil
takdim etme : sunma
tasavvufî : tasavvufla ilgili
tecellî : belirme, görünme, yansıma
tefekkür : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme
ulema : âlimler
Üstad : bir ilim ve san’at alanında bilgi ve söz sahibi olan âlim; Bediüzzaman Said Nursî
zira : çünkü
Yükleniyor...