BAHİT EFENDİ (ŞEYH BAHİT)
"Ben Bediüzzaman'la münazara edemem"
Üstad Bediüzzaman'ın Tarihçe-i Hayat'ında geçen bir hâdise ve bir hatıra, İkinci Emirdağ Lâhikası'nın sonlarında şöyle ifade edilmektedir:
"Hürriyetin birinci senesinde İstanbul'da Cam'ül'l-Ezher'in Reis-i Ulemâsı olan Şeyh Bahit Hazretleri Eski Said'e sordu:
'Osmanlı hükümetindeki hürriyete ne diyorsun ve Avrupa hakkında fikrin nedir?'
" O vakit eski Said demiş:
'Osmanlı hükümeti Avrupa ile hamiledir. Avrupa gibi bir hükümeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hamiledir. O da İslâm devleti doğuracak.'
Şeyh Bahid'e söylemiş. O allâme zat demiş:
'Ben de tasdik ediyorum.' Beraberinde gelen hocalara dedi: 'Ben bununla münazara edip galebe edemem."
Burada sözü edilen Şeyh Muhammed Bahit 1854 yılında Mısır'ın Mutia şehrinde doğmuştu.
Keskin zekâsıyla bilinen Şeyh Bahit doğduğu kasabada Kur'an-ı Kerimi, takiben de birçok dinî ve ilmî eseri hıfzetti. Şeyh Mehdi, Şeyh Abdurrahman Şirbini ve Cemaleddin Afganî gibi zatlardan dersler aldı. Ezher'de okunan fıkıh, nahiv, hadis, usûl, tefsir, belâgat, mantık ve hikmet kitaplarının büyük ekseriyetini, mezkûr hocaların yanında okudu. Çok çalışkandı. Ezher Üniversitesini birinci derecede bitirdi. Daha sonra Ezher'de mantık, hikmet, tevhid, fıkıh ve nahiv konularında dersler verdi. Çeşitli yerlerde kadılık yaptıktan sonra, İskenderiye'de müfettiş olarak çalıştı. Sonra Mısır Şeriat Mahkemesi heyetinin âzası oldu ve sonra da başkanlığını yaptı. Üç çocuğu olan Bahit Efendi birçok dinî eser kaleme aldı.
Şeyh Muhammed Bahit Efendi Mısır'a müftü olduğu zaman, Muhammed Abduh'un bazı yenilikçi düşüncelerini tenkit etti.
"Bu Mağlup Olmaz Bir Dehâdır"
Şeyh Bahit l908 yılında İkinci Meşrutiyetin ilânı günlerinde İstanbul'a geldi. O günlerde elli dört yaşlarında, kâmil bir İslâm âlimiydi. Genç Bediüzzaman ise otuz yaşlarında bir deha olarak bütün İstanbul âlimlerine -merhum Mahir İz'in tabir ve ifadesiyle- "Hodri meydan!" nidalarıyla gürleyerek meydan okumuş, "Her suale cevap verilir..." diye herkesi münazaraya davet etmişti.
İşte tam bu günlerde İstanbul hocaları Mısır'ın büyük âlimi Şeyh Bahid'ten yardım isteyerek, genç Bediüzzaman'ı ilmen mağlûp etmesi için, Ayasofya Camiinin yanında bir çayhanede ikisini bir araya getirdiler. Genç Bediüzzaman, Şeyh Bahid'in suallerine verdiği muhteşem cevaplarla feraset ve basiretini açıkça ortaya koydu. Şeyh Bahit, Bediüzzaman'ın cevapları karşısında, "Ben bu gençle münazara edip de galebe çalamam, bu mağlûp olmaz bir dehadır." dedi.
Mısır'ın büyük müftüsü Şeyh Muhammed Bahit ömrünün son yıllarında evinde dini sualleri cevapladı. Şeyh Bahit Efendi l935'te vefat etti.
(bk. Necmeddin ŞAHİNER, Son Şahitler-I)