HİLMİ PANCAROĞLU
1921'de doğdu. Afyon'da Arasta Camii civarında hallaçlık yapıyordu.
"Bediüzzaman'ı Afyon'da iki yıl kadar kaldığı, dükkânımın yanındaki evde tanıyıp ziyaret ettim."
"Zübeyir Gündüzalp ve Hüsrev Altınbaşak onun yakın talebe ve hizmetkârlarındandı. Büyük bir din âlimi olmasına rağmen, sabahtan akşama kadar polisler kapısında bekler, eve girip çıkanları tesbit ederlerdi."
"Bir gün bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Üstad'ın kapısındaki görevli polis, yağmurdan korunmak için benim dükkânımın karşısındaki başka bir dükkâna doğru koşuyordu. Ben de bu durumu bir fırsat bilip, Üstad'ın evine doğru, yıldırım hızıyla koşarak, evden içeri girdim. Kapıyı açan Zübeyir Gündüzalp'ti. 'Eğer müsaade ederseniz Hocaefendi'yi ziyaret etmek istiyorum.' dedim. Zübeyir 'Kendilerine bildireyim.' diye yukarı çıktı. Az sonra geldi ve 'Buyurun, Üstad'ın elini öpebilirsiniz.' dedi."
"Merdivenleri büyük bir heyecanla çıktım. Bediüzzaman Hazretleri Kur'ân-ı Kerîm okuyordu. Halen Üstadı aynı manzara ile rüyalarımda görmekteyim. Yanına yaklaşıp, elini öptüm Bana 'Mesleğin nedir?' dedi. Hallaç olduğumu söyledim. 'Babam hocadır, size selâm ve hürmetleri var. Kendileri korkusundan gelemiyor.' dedim."
Üstad'ın Hapiste İken Cuma'ya Gitmesi
"Bediüzzaman hapiste iken Cuma namazına gitmek için izin istemiş, ancak vermemişler. Bir ara gardiyanlar, koğuşuna baktıklarında kendisini görememişler. Telâş içerisinde camileri araştırmaya başlamışlar. Muhtelif camilere giden polisler, kendisini aynı anda İmarat, Otpazarı ve Mısırlı camilerinde namaz kılarken görmüşler."
"Ancak namazdan çıkışta da kendisini bir türlü bulamamışlar."
"Hapishaneye döndüklerinde bir de ne görsünler, Üstad koğuşunda duruyor. Bu hadise çoğu Afyonlu tarafından bilinmektedir."
"Bir gün Bediüzzaman'ı ziyaret için, Kastamonu'dan beş-altı kişi gelmişti. Bir saat kadar ziyaretinde bulunduktan sonra, dışarı çıktılar. Bediüzzaman Hazretleri de teşyi için kapıya gelmişti. Kapıda görevli polis memuru ziyaretçilere eziyet etmek istedi. Üstad bu duruma çok hiddetlendi ve celâllendi."
"İdamlık Ayakkabıcı Tahir"
"Ayakkabıcı Tahir adındaki bir şahıs bana bizzat Bediüzzaman'la ilgili hatırasını şöyle anlatmıştı:
"Ben işlemiş olduğum suçumdan dolayı idam kararını bekliyordum. Bediüzzaman Hazretleri de hapishanede idi. Bana 'Sen idam olmayacaksın, benimle birlikte tahliye olacaksın.' dedi. Bu mümkün olamazdı. Hem benim duruşma günümle onunki arasında birkaç ay fark vardı. Ama netice onun dediği gibi oldu, tahliye olduk. O bambaşka bir zat idi. Hapishanede çoğu kerametlerine şahit olmuşuzdur."
(bk. Necmeddin ŞAHİNER, Son Şahitler-II)