Muhâkemat Dersleri, Yirmi Altıncı Bölüm

On Birinci Mukaddeme
Kelâm-ı vahidde ahkâm-ı müteaddide olabilir. Bir sadef, çok cevahiri tazammun edebilir. Zevil’elbabca mukarrerdir: Kaziye-i vâhide, müteaddid kazâyâyı tazammun eder. O kaziyelerin herbiri ayrı birer madenden çıktığı gibi, ayrı ayrı birer semere de verir. Birbirinden fark etmeyen, haktan bîgâne kalır.
Meselâ, hadiste denilmiş: اَنَا وَالسَّاعَةُ كَهَاتَيْنِ Yani, “Ben ve kıyamet, bu iki parmak gibiyiz.” Mabeynimizde tavassut edecek peygamber yoktur. Veya hadisin muradı ne ise haktır...
Açıklayan: Prof. Dr. Şener Dilek
İndirme Linkleri
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...