YÛŞÂ TEPESİ
201 metre yüksekliğinde olan Yûşâ Tepesi, Boğaziçi’nin Çamlıca Tepesi’nden sonra en yüksek tepesidir ve İstanbul’un Beykoz yöresindedir. İstanbul Boğazının Karadeniz’e birleştiği noktada olması sebebiyle de çok geniş görüş alanına sahiptir.
Yûşâ Tepesi, tarihin ilk dönemlerinden beri kutsal bir yer olarak kabul edilmiştir. Çeşitli medeniyetler burada kendi dinlerinin tapınaklarını inşâ etmişlerdir. Hz. Yûşâ’nın mübârek mezarı da bu tepede bulunmaktadır. Mezarın boyunun çok uzun olması sebebiyle tepeye “Devler Tepesi” de denilir.
İstanbul’un fethinden sonra ilk imar edilen bahçe olan Tokat Bahçesi burada bulunmaktadır. Burası günümüzde Macar Bahçesi adıyla bilenen bir mesireye dönüştürülmüştür.
Üstad Bediüzzaman 45 yaşındayken, kendi tabiriyle, ruhunun istirahat araması üzerine Yûşâ Tepesine çekildi ve hayatını burada gözden geçirdi. Bu sebeple, Risale-i Nur’un temellerinin atılması adına, Üstad Bediüzzaman’ın hayatında, Yûşâ Tepesinin önemli bir yeri vardır. 1960 askerî darbesinden önce çıktığı Anadolu’nun bir bölümünü kaplayan vedâ seyahatinde buraya da uğramış, Hz. Yûşâ’nın (a.s.) kabrini ziyaret etmiştir.
Yûşâ Tepesi, tarihin ilk dönemlerinden beri kutsal bir yer olarak kabul edilmiştir. Çeşitli medeniyetler burada kendi dinlerinin tapınaklarını inşâ etmişlerdir. Hz. Yûşâ’nın mübârek mezarı da bu tepede bulunmaktadır. Mezarın boyunun çok uzun olması sebebiyle tepeye “Devler Tepesi” de denilir.
İstanbul’un fethinden sonra ilk imar edilen bahçe olan Tokat Bahçesi burada bulunmaktadır. Burası günümüzde Macar Bahçesi adıyla bilenen bir mesireye dönüştürülmüştür.
Üstad Bediüzzaman 45 yaşındayken, kendi tabiriyle, ruhunun istirahat araması üzerine Yûşâ Tepesine çekildi ve hayatını burada gözden geçirdi. Bu sebeple, Risale-i Nur’un temellerinin atılması adına, Üstad Bediüzzaman’ın hayatında, Yûşâ Tepesinin önemli bir yeri vardır. 1960 askerî darbesinden önce çıktığı Anadolu’nun bir bölümünü kaplayan vedâ seyahatinde buraya da uğramış, Hz. Yûşâ’nın (a.s.) kabrini ziyaret etmiştir.