DEPREM VE AFETLER
"Küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor. Bazan da titriyor." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Ramazan-ı Şerifin teravih vaktinde kemâl-i neş’e ve sürurla, sarhoşçasına, gayet heveskârâne şarkıları ve bazan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübarek merkez-i İslâmiyetin her köşesinde cazibedârâne işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Ehl-i küfrün cinayetlerinin kısm-ı âzamı Mahkeme-i Kübrâ-yı Haşre tehir edilerek, ehl-i imanın hataları kısmen bu dünyada cezası verilir." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Umumî musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zalim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla mânen iştirak eder, musibet-i âmmeye sebebiyet verir." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"O masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azaptan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazap içinde bir rahmettir." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Kadîr-i Mutlak, hikmetinin muktezasıyla, zahir esbabı tasarrufatına perde ediyor. Zelzeleyi irade ettiği vakit, bazan da bir madeni harekete emredip ateşlendiriyor. Haydi, madenî inkılâbat dahi olsa, yine emir ve hikmet-i İlâhî ile olur, başka olamaz." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Gafilleri uyandırmak için o zelzelenin devam etmesi gibi çok emarelerin delâletiyle, bu hadise ehl-i imanı hedef edip, onlara bakıp, namaza ve niyaza uyandırmak için sarsıyor ve kendisi de titriyor." (Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli)
"Zelzele gibi vakıalar olan şu hadisat-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller." (Sözler, On Dördüncü Söz, Hatime)
"Çok zâhirî musibetler var ki, İlâhî birer ihtar, birer ikazdır. Ve bir kısmı keffâretü’z-zünubdur. Ve bir kısmı, gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve zaafını bildirerek bir nevi huzur vermektir." (Lem'alar, İkinci Lem'a, Beşinci Nükte)
"Âfatlar, za’f-ı imandan neşet eden hatâların neticesidir." (Kastamonu Lâhikası, 11.Mektup)
"Musibetler, dergâh-ı İlâhîye sevk etmek için birer kader kamçısıdır." (Barla Lahikası, 225.Mektup)
"En büyük saadetler büyük ve acı felâketlerin neticesidir." (Lem'alar, Yirmi Dokuzuncu Lem'a, İkinci Bab)
"Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasından terettüp eder. Musibet, cinayetin neticesi, mükâfâtın mukaddimesidir." (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri)
"Musibetlerde, ehl-i imanın zâyi olan malları tam sadaka hükmündedir." (Emirdağ Lâhikası-I, 123.Mektup)
"Kadere iman eden, kederden emin olur." (Sözler, Yirmi Altıncı Söz, Üçüncü Mebhas)
Yorumlar
"bazan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübarek merkez-i İslâmiyetin her köşesinde cazibedârâne işittirilmesi.."
Burada da demekki "şehveti tahrik eden kadın sesi" var.
Şehveti tahrik etmiyorsa o zaman haram demek uygun olmaz diye anladım. sorularla İslamiyet sitesinde benzer ifadeler var.
Zaten bunu yapan kasıtlı, ramazanda böyle birşey yapılmaz. İnsanlar bu ticaret ayında ibadeti artırmalı, helal olanları değil.