Türkçe 1920x1200
İçerikler
"Husumet ve adavetin vakti bitti. İki harb-i umumî adavetin ne kadar fena ve tahrip edici ve dehşetli zulüm olduğunu gösterdi. İçinde hiçbir fayda olmadığı tezahür etti."
(Hutbe-i Şâmiye)

"Terbiye-i İslâmiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak."
13.SÖZ

"Sünnet-i Seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki, altında bir nur, bir edep bulunmasın."
(Lem'alar, On Birinci Lem'a, Yedinci Nükte)

"Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir istihfaftır."
(Lem'alar, On Dokuzuncu Lem'a, Birinci Nükte)

"Ahlâk-ı âliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. Âlem-i İslâmın nizamı, sıdktır. Nev-i beşeri kâbe-i kemalâta îsal eden sıdktır."
(İşaratü'l-İ'caz, Bakara Sûresi, 9-10. âyetin tefsiri)

(Îbni Mace, Sıyam: 67.)


"Ramazan’da, akıldan ziyade kalb hissedardır, ruh hareket eder."
(Yirmi Dokuzuncu Mektup, Birinci Risale olan Birinci Kısım)

"Ramazan-ı Şerifteki oruç, en gafillere ve mütemerridlere, zaafını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor."
Risale-i Nur Külliyatı'ndan

"Zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler."
(Yirmi Dokuzuncu Mektup, İkinci Risale olan İkinci Kısım, Üçüncü Nükte)

"Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasından terettüp eder. Musibet, cinayetin neticesi, mükâfâtın mukaddimesidir."
(Mektubat, Hakikat Çekirdekleri)

"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hilkaten en mutedil bir vaziyette ve en mükemmel bir surette halk edildiğinden, harekât ve sekenâtı itidal ve istikamet üzerine gitmiştir."
(Lem'alar, On Birinci Lem'a, On Birinci Nükte)

(Şualar, On Dördüncü Şuâ)

"Âfatlar, za’f-ı imandan neşet eden hatâların neticesidir."
(Kastamonu Lâhikası, 11.Mektup)

"Çok zâhirî musibetler var ki, İlâhî birer ihtar, birer ikazdır. Ve bir kısmı keffâretü’z-zünubdur. Ve bir kısmı, gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve zaafını bildirerek bir nevi huzur vermektir."
(Lem'alar, İkinci Lem'a, Beşinci Nükte)

Risale-i Nur Külliyatı’ndan

"Ey nefis! Eğer takvâ ve amel-i salih ile Hâlıkını razı ettiysen, halkın rızasını tahsile lüzum yoktur; o kâfidir."
(Mesnevi-i Nuriye, Zerre)

"Ey âlem-i İslâm! Uyan, Kur’ân’a sarıl, İslâmiyete maddî ve mânevî bütün varlığınla müteveccih ol!"
(Tarihçe-i Hayat, Barla Hayatı)

"Kur’ân’ı dinle ve hükmüne mutî ol ve ona yapış ve ahkâmıyla amel et."
(Sözler, Sekizinci Söz)

"Herbir şey öyle bir pencere-i tevhiddir ki, bütün eşyayı bir Vâhid-i Ehade mal eder."
(Sözler, Otuz Üçüncü Söz, Yirmi Dokuzuncu Pencere)

"Bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip Kadîr-i Rahîmin dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar."
(Sözler, Birinci Söz)

"Ölümün peçesi gerçi karanlık, siyah, çirkin ise de; fakat mü’min için asıl sîması nuranîdir, güzeldir."
(Lem'alar, Yirmi Altıncı Lem'a, Sekizinci Rica)

"Ona teşekkür etmek; o nimetleri doğrudan doğruya Ondan bilmek, o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve o nimetlere kendi ihtiyacını hissetmekle olur."
(Mektûbat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, İkinci Risale olan İkinci Kısım)

Risale-i Nur Külliyatı’ndan

"Yedi yaşına gelen bir çocuğa namaz gibi farzlara peder ve valideleri onları alıştırmak için, teşvikkârâne emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var."
(Emirdağ Lâhikası-II, 63.Mektup)

"Hastalık bazılara ehemmiyetli bir definedir, gayet kıymettar bir hediye-i İlâhiyedir. Her hasta, kendi hastalığını o neviden tasavvur edebilir."
(Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, On Üçüncü Devâ)

"Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür."
(Lem'alar, İkinci Lem'a, Beşinci Nükte)

(Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, Birinci Mebhas, Birinci Nokta)

"Saadet istersen, tevekkül et. Fakat tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, müsebbebatı ve netaicini Hâlıktan istemektir."
(Nur'un İlk Kapısı)

"Kur’ân-ı Hakîm, ehl-i şuura imamdır, cin ve inse mürşiddir, ehl-i kemâle rehberdir, ehl-i hakikate muallimdir."
Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup

Halbuki, açık saçıklık, samimî hürmet ve muhabbeti izale edip ailevî hayatı zehirlemiştir."
(Yirmi Beşinci Söz)

(Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)

"Dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar."
Risale-i Nur Külliyatı’ndan

"İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır."
(Ahzab, 33/21)

Hac, 22/77

Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz.
Risale-i Nur Külliyatı'ndan

Sözler, Altıncı Söz

Risale-i Nur Külliyatı'ndan

Risale-i Nur Külliyatı'ndan

"O şirin, güzel gençlik nimetine istikametle, taatle şükretse, hem ziyadeleşir, hem bâkileşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur, gider. Hem akrabasına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir."
Sözler, On Üçüncü Söz, İkinci Makam

Kastamonu Lâhikası, 103.Mektup

Mektubat, Hakikat Çekirdekleri

Sözler, On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

(Şualar, On Dördüncü Şuâ)


"Evet, madem ezelî ve ebedî bir Allah var; elbette saltanat-ı ulûhiyetinin sermedî bir medarı olan âhiret vardır."
Risale-i Nur Külliyatı'ndan

"Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek ve amel-i sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır."
Risale-i Nur Külliyatı'ndan
