Re’fet Beyin fıkrasıdır.

Son gönderdiğiniz Minhâcü’s-Sünnet gibi Lem’alar hakkında ne söylesem ifade-i meram etmiş olmam. Zira eserler birbirini takiben neşrolundukça, kıymetleri de mebsutan tezayüd etmektedir. Bizlere cennet hayatı yaşatmaktadır. Eserler hakkında fakirin mütalâa yürütmesi küstahlık olur. Çünkü, Şeyh-i Geylânî’nin medih buyurduğu zât-ı mübarekin yazmış olduğu eseri tenkit değil, kemâl-i hürmetle tasvip ve tahsin ve takdir ve büyük bir zevk-i ruhâniyle okumaktan başka ne yapabiliriz? Yalnız şu kadar diyebilirim ki, bu dalâlet devrinde bizlere zât-ı âlileri gibi yüksek bir Üstadı lütuf buyuran ve şimdiye kadar emsâline tesadüf olunmayan mükemmel ve mükemmil eserler okutup ezvâk-ı nâmütenâhiye içinde yaşatan Hâlık-ı Zülcelâle, nihayetsiz şükürler etmekle, ifâ-yı vazife-i ubudiyet edebilirsek bahtiyarız.
Talebeniz
Re’fet

• • •
Önceki Risale: ( 175 ) / Sonraki Risale: ( 177 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâka : bağlantı
aleyhissalâtü vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
bahtiyar : talihli, mutlu
biçare : çaresiz
daimî : devamlı, sürekli
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
emsâl : denk, benzer
enbiya : nebiler, peygamberler
ezvâk-ı nâmütenâhiye : bitmez tükenmez zevkler, sonu gelmez lezzetler
Fahr-i Âlem : bütün âlemin kendisiyle övündüğü Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
fıkra : kısa yazı
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz büyüklük ve azamet sahibi olan ve herşeyin yaratıcısı Allah
ifâ-yı vazife-i ubudiyet : kulluk görevini yerine getirme
iptida : başlangıç
kat’î : kesin bir şekilde
kemâl-i hürmet : tam bir saygı
keramet-i acibe-i gaybiye : gayba ait acaip keramet
kuddise sırruhu’l-âlî : yüce sırrı kudsî ve temiz olsun; büyük veliler için kullanılır
lütuf : iyilik, bağış
medih : övgü, şükür
muhterem : hürmete lâyık, saygıdeğer
mükemmil : ikmal edici, tamamlayıcı
münteha : son, sonuç
mürselîn : Allah tarafından insanların doğru yola çıkarılmaları için gönderilen elçiler, peygamberler
nihayetsiz : sonsuz, sınırsız
nur-u Muhammed : Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) nuru
Safiyyullah : Hz. Âdem’in bir lâkabı; Allah’ın seçtiği, temiz kıldığı kul
sallâllahü aleyhi ve selem : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
şecere-i kâinat : kâinat ağacı
şecere-i mübarek : mübarek ağaç
tahsin : güzel bulma, güzelliğini ilân etme
takdir : beğeniyi dile getiren ifade
tasvip : uygun bulma
yâ Rab : ey Rabbim; ey herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden ve idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’ım
zât-ı âlileri : siz, yüce kişi
zât-ı mübarek : mübarek, hayırlı kişi
zevk-i ruhâni : ruhun zevk alması
ziya : ışık, parlaklık
Yükleniyor...