Aziz, sıddık kardeşlerim; Size melâikeye ait Meyvelerin bir parçasını daha gönderdim. Mahkeme reisi kitaplarımı bana vereceğini söylemesi üzerine, Denizli’ye iki vekâletname gönderdim. Burada bana şiddetli bir tecrid ve tazyik verildiğine merak etmeyiniz; inâyet-i Rabbâniye devam ediyor.

Medar-ı ibrettir ki; burada Risale-i Nur serbest okunup yazılırken-hilâf-ı âdet-başta bu kış, yaz gibi gittiğini çok adamlardan işittim. Ne vakit bana ve Risale-i Nur’a hücum edildi, yazdırılmadı, tatil oldu; gayet şiddetli bir kış başladığı gibi, Afyon’a şekvâ suretinde yazılan hasbihal ve zelzeleleri Risale-i Nur’un tatiliyle münasebettar gösterdiği cihetini inanmayanlara güya inandırmak için aynı taarruz zamanında başlayıp şimdiye kadar ara sıra hafifçe sarsar, ikaz ediyor diye işittim.

Hem ne vakit Risale-i Nur’a ilişilmişse, bir nevi umumî korku başlamış görüyoruz. Demek bu vatanın belâlardan muhafazası için Risale-i Nur bir kat’î vesiledir. Madem böyledir, millet ve vatanı sevenler Risale-i Nur’u serbest bıraksınlar ve okusunlar ve okutsunlar.

İaşe için tahsisatlarından, yalnız masraf borçları vermek için birtek defa sekiz günlük tayinatı kabul ettim, daha istemem dedim.
• • •
Önceki Risale: ( 8 ) / Sonraki Risale: ( 10 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru ve bağlı
melâikeye ait : meleklerin varlığını ispatla ilgili
Meyveler : On Birinci Şuâ’da yer alan mes’eleler
reis : başkan
vekâletname : bir kimsenin vekil olduğunu bildiren noterlikçe tasdik edilmiş, onaylanmış belge
tecrid : soyutlama, yalnız başına bırakma
tazyik : baskı, ağırlık
inayet-i Rabbâniye : Allah’ın inayeti, yardımı
medar-ı ibret : ibret vesilesi
hilâf-ı âdet : kural dışı olarak; alışılmışın dışında
şekvâ : şikâyet
suret : şekil, biçim
hasbihal : konuşma, sohbet
zelzele : deprem, sarsıntı
münasebettar : alâkalı, ilgili
cihet : yön
güya : sanki
taarruz : saldırı
ikaz : uyarma
nevi : çeşit, tür
umumî : genel
muhafaza : koruma, saklama
kat'î : kesin
iaşe : beslenme, geçim
tahsisat : tahsis edilen para, ödenek; bir kimse için ayrılmış para
tayinat : maaştan başka verilen yiyecek ve saire
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
berzah : öldükten sonra ruhların gittiği, dünya ile âhiret arasındaki âlem; kabir âlemi
mesrurâne : mutlu olarak
medrese-i Yusufiye : Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer mânâsında hapishane
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, kutsal
Firdevsî : Cennete ait, Cennetten gelen
hizb : bir bütünü oluşturan parçalar
kıt’a : cüz, parça
nüsha : kopya
Yükleniyor...