اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَداً دَاۤئِمًا 1

Nurculara ehemmiyetli bir müjde: Evvelâ: Kırk seneden beri takip ettiğim ve Sultan Reşad’ın yirmi bin altın ve eski müstebidler hükûmetinin Millet Meclisinde 163 meb’usun imzasıyla 150 bin banknotu, küşadı için tahsisat verdikleri; hem âlem-i İslâmın, hem şarkın, hem bu milletin en mühim bir işi olan Van vilâyetinde Câmiü’l-Ezher gibi bir İslâm dârülfünunu ve büyük üniversitesi olan Medresetü’z-Zehranın yapılması lüzumunu yeni hükûmetin reisi de anlamış ki, büyük memleket işleri içinde sizlere müjde olarak gönderdiğim aşağıdaki haberi vermiş. Fiilen yapılmasa dahi bu mânânın anlaşılması büyük bir fa’l-i hayırdır.

İşte, Mecliste Reis-i Cumhur büyük işler sırasında, ehemmiyetli nutkunda bu gelen fıkrayı söylemiş. Van havalisinde Doğu Üniversitesinin kurulması için Maarif Vekâletinin tetkikatına giriştiğini söyleyen Celâl Bayar, demiştir ki: “Doğu vilâyetlerimizden olan Van’da böyle bir irfan müessesesinin kurulması için bütün müşkilât iktiham olunmalı ve önümüzdeki bütçe yılında işe başlanmalıdır” demiştir. Demek, Tarihçe-i Hayat’ı takdim eden genç üniversiteliler bir derece Nur Risalelerinin kıymetini Reise ihsas etmişler.

Saniyen: Reis-i Cumhurun bu çok ehemmiyetli fıkrası Risale-i Nur’un bu memlekette ve bu vatanda ettiği ve edeceği çok kıymettar hizmetlerinin anlaşıldığına bir emaredir. Ve Nurcuların bütün çektikleri zahmet ve Nurun müsadereleri bu büyük neticeye vesile olması cihetiyle şekva değil, şükretmelidir.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebediyen, dâima üzerinize olsun.
Önceki Risale: ( 28 ) / Sonraki Risale: ( 30 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i İslâm : İslâm dünyası
azâb : büyük sıkıntı, acı
banknot : karşılığı altın olarak bankada bulunan kâğıt para
fa’l-i hayır : hayırlı iş, faaliyet
hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
hakikaten : gerçekten
havali : çevre, yöre
intibah : uyanma
istibdad-ı mutlak : mutlak diktatörlük; tam ve sınırsız bir baskı
keramet-i elifiye : Risale-i Nur’un Osmanlıca yazılan bazı risalelerinde her sayfadaki bütün eliflerin anlamlı bir şekilde denk gelmesiyle ortaya çıkan keramet
küşad : açma
meb’us : milletvekili
muannid : inatçı, direnen
müstebid : baskıcı, diktatör
Nur eczaları : Risale-i Nur’un bölümleri, kısımları
rabian : dördüncü olarak
salisen : üçüncü olarak
şark : doğu
tahsisat : tahsis edilen; belli bir şey için ayrılan para
tasdik etmek : doğrulamak, onaylamak
tevil : yorum
umum : bütün, genel
aziz : çok değerli, izzetli
cereyan : akım, hareket
ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapan kimseler
emare : belirti, işaret
fıkra : kısa yazı
hakikat : asıl, esas, gerçek
hakikî : asıl, gerçek
hâmi : koruyucu
havali : çevre, yöre
içtimaî : sosyal, toplumsal
ihsas etmek : hissettirmek
iktiham : göğüs germe, zorlukları aşma, yenme
irfan : bilgi, anlayış, kültür
kıymettar : kıymetli, değerli
Maarif Vekâleti : Millî Eğitim Bakanlığı
mensup : üye
muhafaza : koruma, saklama
mücahid : cihat eden, din uğrunda çaba harcayan
müessese : kurum
mümessil : temsilci
müsadere : el koyma
müşkilât : zorluklar, güçlükler
nazar : bakış, görüş
nutuk : konuşma
Reis-i Cumhur : cumhurbaşkanı
rıza-i İlâhî : Allah rızası
ruh u can : ruh ve can; bütün içtenlik
saniyen : ikinci olarak
sıddık : çok doğru ve bağlı
şekva : şikâyet
şükretmek : Allah'ın (c.c.) nimetlerine karşı memnunluk göstermek; Allah'a teşekkür etmek
tahsin etmek : güzel bulmak
takdim eden : sunan
takdir : değer verme, beğenme
tarafgirlik : taraftarlık
tecavüzat : tecavüzler, saldırılar
tetkikat : incelemeler
vefat eden : ölen
zahmet : eziyet, sıkıntı
Yükleniyor...